LEH asıllı Rus Türkologu Edouard Pekarskiy, Yakut Türklerinin her sahası üzerinde çalışmalar ve yayınlar yapmış büyük bir âlimdir.
Pekarskiy’in en mühim eseri Yakut Dili Sözlüğü adını taşıyan eseridir. Bu eser uzun seneler süren bir çalışmanın ürünüdür ve yaklaşık 30 yılda ancak yayımlanabilmiştir.
Yakut Dili Sözlüğü
Yakut Dili Sözlüğünde destan, masal, halk hikâyesi, efsane, mitoloji, folklor, etnografya, inançlar ve bunlarda geçen şahıslar, ilâhlar, dağ, ırmak, göl, orman, köy, mevki, mahalle, oba, insan adları, hattâ lâkaplara dek ayrıntılar, bilgiler ve belgeler verilmiştir. Sözlük bu bakımdan ansiklopedik ve kuşatıcı bir özellik arzetmekte, dünyada eşi ve benzeri bulunmamaktadır. Osmanlıların “teşbihte hata olmaz, hatasız teşbih olmaz” hikmetli sözünü dikkate alarak söylersek Pekarskiy, Kaşgarlı Mahmud’un yaptığı işi 19. asrın sonunda, 20. asrın başında başarmıştır.
Yakutça, Türklük bilimi âleminde Alman şarkiyatçısı Böhtlingk’in 1851’de neşrettiği eseriyle tanınmıştır. 1916-17’de İstanbul Darülfünunu’nda Profesör F. Giese Yakutça dersi vermesine rağmen bu dersler pek etkili olmamıştır.
Pekarskiy’in Yakut Dili Sözlüğü büyük Atatürk’ün emirleriyle Türkçeye çevrilmiş ve ilk cildi 1945’te basılmıştır (Edouard Pekarskiy, Yakut Dili Sözlüğü, 1. c., Ebüzziya m., TDK., İstanbul 1945, 658 s). Bu cilt, a-m harflerini içine almaktadır. Sözlük büyük boydur. Ne yazık ki ikinci cildi basılmamıştır.
Sözlüğün 1. cildinin 1945’te basılmadan evvel 1942’de Yakut Dili Sözlüğü “örnek basım” olarak piyasaya çıkarılmıştır (Maarif m., TDK., İstanbul 1942, 64.).
50 yıllık bir çalışmanın mahsulü olan Pekarskiy’in sözlüğüne TDK adına yazılan önsözde şöyle denmektedir:
“TDK’nun kurucusu olan ebedî şef Atatürk bu önemli eserin tez elden Türkçeye çevrilmesini isteyince, kurum bu sözlüğü Rusça bilen birçok kimse arasında parçalayarak sekiz ayda Türkçeye çevirdi.”1
Fakat sözlük, daha iyi yararlanılması için yeniden tasnif ve tanzim edilerek tekrar Türkçe ye çevrilmiştir. 1937 başında biten tercümenin basımına 1937 baharında başlanmıştır.
Sözlüğün tercümesinde başta Abdülkadir İnan olmak üzere Ahmet Caferoğlu, Korgeneral Halis Bıyıktay, Tümgeneral Nuri Berköz, Reşit Rahmeti Arat, Ali Hüseyin Turan (Hüseyinzade Ali Bey), Emekli Yarbay Yakup Orak, Emekli Binbaşı Remzi Kilercioğlu, Konsolos Muavini İsmail Şerafeddin Yula, Hamdi Toker, Gaffar Güneyden, Abdullah Battal Taymas, Fuat Toktar, Orhan Şamhal, Abdülcabbar, Kerim Oder, Hasan Abdullah Ortekin, Şefika Gaspıralı, Sabur Resul’ün emeği geçmiştir.2
Edouard Pekarskiy
Sözlüğü telif eden Edouard Pekarskiy (Edward Peikarski imlâsı bizce gereksiz ve yanlıştır) hakkında da bir miktar malûmat verip değerli bilginin hâtırasını yad etmek bir vefa borcudur.
Aslen Leh olan Rus Türkologu Edouard Pekarskiy 26 Ekim 1858 tarihinde Minsk’te doğdu. 21 Haziran 1934’te Petersburg’da 76 yaşında öldü.
Harkov Baytar Okulunda okurken siyasî faaliyetlere karıştığı için Arhangelsk vilâyetine sürgün edildi. Sürgünden kaçtı, tekrar yakalandı. 1881’de Yakutistana sürüldüğünde ise 24 yaşına henüz girmişti.
Pekarskiy Alman Türkologu Otto Böhtlingk’in 1851’de basılan Yakutça-Almanca Sözlüğünden faydalanarak ansiklopedik bir sözlük tertibine girişti. 1899’da Yakut Dili Sözlüğünün ilk fasikülü basıldı. Bastırdığı fasikül Rus İlimler Akademisi tarafından o kadar beğenildi ki, akademi tarafından hem aylık maddî yardıma mazhar oldu, hem de Petersburg’a celbedildi. Bir sürgün olan Pekarskiy’in Petersburg’a celbedilmesine Orta ve Doğu Asya’yı Öğrenme Komitesi Başkanı Radloff da gayret sarfetti. 1905’te Petersburg’a geldi. Gözden geçirilen ilk fasikül, 1907’de Petersburg’da akademi tarafından ikinci defa basıldı. Eserinin son fasikülü olan 13. fasikül 1930’da basıldı. 1929 sayfa ve 3 cilt olan sözlükte 25 binden fazla kelime vardır.
Sadece yayın işiyle 31 yıl uğraştı. Sözlüğü daha evvelden tertiplemeye başladığını düşündüğümüzde Yakut Dili Sözlüğünün yarım asırlık bir emeğin mahsulü olduğu anlaşılır.
Pekarskiy, sözlüğünü esas itibariyle kendi topladığı malzemeden telif etmesine rağmen, 1890’larda V.M. İonov’un ve “Yakut dili tükenmez bir hazinedir” diyen Dimitrian D. Popov’un kendisine verdiği malzemeden de faydalanmıştır.
Pekarskiy’in eserleri
1. Yakut Dili Sözlüğü (1899-1930). En mühim eseridir.
2. Yakut Halk Edebiyatı Numuneleri. 3 cilt olup 1911’de yayımlanmıştır.
3. Ruslar Gelmeden Evvel ve Sonra Yakut Kabilesi. İlk eseridir. 1895’te basılmıştır.
4. Ayan Havalisi Tunguzlarına Dair Rapor. 1904’te Kazan Üniversitesi Belleten’inin 20. cildinde basılmıştır.
5. Yakut Şamanının Cübbesi ve Davulu. 1910’da basılmıştır. Vasilyev’le beraber yazılmıştır.
6. Yakut Örfî Hukukuna Dair Materyaller. 1925’te yayımlanmıştır.
7. Yakut Düğünü. 1927’de neşredilmiştir.
8. Yakut Hikâyeleri Bibliyografyası. Jivaya Starina mecmuasının 21. cildinde neşredilmiştir.
9. Yakutların Menşeine Dair Bir Rivayet. 1925’te İrkustsk’ta yayınlanmıştır.
10. Ruslarla Karşılaşmadan Önceki Yakut Hayatı Hakkında Rivayetlerden. Rusya Coğrafya Cemiyeti Mecmuasının 34. cildinin 145-156. sayfalarında yayımlanmıştır. Bu makaleyi Radloff eserine ilâve etmiştir.
11. Dünyanın Yaradılışı Hakkında Türkü. Akademi tarafından Nikola Marr şerefine 1935’te 543-548. sayfalarda yayımlanmıştır.
12. Yakut Bilmeceleri. 1926’da Lehistan’da bir mecmuada çıkmıştır.
13. Yakut Atalar Sözü. Aynı mecmuanın 2. cildinde çıkmıştır.3
Yakut Dili Sözlüğünden
bazı kelimeler
Fırsatı değerlendirerek Yakut Dili Sözlüğünden araştırmacıların işine yarayacağını umduğumuz bazı kelimeleri aşağıda veriyoruz.
bulağ: Karıştırmak, birleştirmek, katmak. Buor Bulahay: Yer altı dünyası bahadırının adı. Yer karıştıran demektir.
Yakutçada kuğu anlamına gelen kelime ve türevleri şöyledir:
kığl: 1. Yabanî hayvan, umumiyet üzere av hayvanları ve yabanî kuşlar; yabanî, vahşî, yırtıcı. 2. Yabanî erkek geyik, şimal geyiği. 3. Sığın, erkek Ren geyiği. 4. Mahlûk. 5. Âlet, eşya.
kuba: krş. t.çe kuğ, kuğu, kuğu kuşu, kuba.1. Renksiz, benzi uçuk, bozumtırak. 2. Kuğu kuşu (cygnus musicus); tundra kuğu kuşu (cygnus bewicki (=kuba kığl); arağas kuba sarı kuğu kuşu (fazla yağlı kuğu kuşlarının yelekleri-tüyleri değil-, sararıyor ve bu yüzden sarımtırak gibi gözüküyorlar; kuba asılıga bir nevi bataklık nebatı (typha).
kubağay: krş. Al[tay], Sag[ay] kubakay, Tel[eüt] kubağar (Solgunca, azıcık donuk renkli). 1. Solgun (=kubarhay), sarışın, sarı saçlı (=tuos kubağay); kubağar mağan cahtar kisi (küfür tabiri). 1. Benzi atmış beyaz kadın, beyaz, donuk kadın. 2. Donukluk, solgunluk (beniz hakkında), kansız, benizin ölüye benzer beyazlığı.4
kubalağ (kuba+lağ’dan): Kuğu kuşu avına çıkmak.
kubalığ (kuba+lığ’dan): Kuğu kuşu gibi bağırmak veya ötmek.
kubalığr (kuba+lığr’dan): Kubalığr Oyuğız: İnsanlara sağırlık ve her nevi kulak hastalığı gönderen gök şamanı.
kubarhaydik (kubarıy-kay’dan): 1. Donukça, solgunca. Solgun benizli. Bak. (=kubağay), sarışın. kubarhay inğneğh: Solgun çehreli. 2. Sönük, donuk.
kubarhaydik (kubar + hay + dık’tan): Solgun, donuk olmak.5
kuğ: krş. t.çe kuğ: Sarımtırak, bozumtırak.6
kukağrın: Sarışın saçlı ve mavi gözlü, benzi soluk ve bilhassa kansızlıktan muzdarip kimse.7
Yakutçada mastar eki -lağ şeklindedir.
Sonuç ve bir dilek
Pekarskiy’in Yakut Dili Sözlüğü geçen asırda yapılmasına rağmen âbidevî bir eserdir ve hâlâ değerini muhafaza etmektedir. Bu sebeple TDK’nın Yakut Dili Sözlüğünün birinci cildini tekrar, basılmayan ikinci cildini ilk defa olarak basması, şu an için bir zaruret hâline almıştır. TDK’nın dileğimizi değerlendireceğini umarız.
DİPNOTLARI
1. Edouard Pekarskiy, Yakut Dili Sözlüğü, 1. c., Ebüzziya m., TDK., İstanbul 1945, 4. s.
2. Edouard Pekarskiy, age, 4. s.
3. Edouard Pekarskiy, age, 6-7. s.
4. Edouard Pekarskiy, age, 550. s.
5. Edouard Pekarskiy, age, 550-551.s.
6. Edouard Pekarskiy, age, 575. s.
7. Edouard Pekarskiy, age, 553. s.