ÖZET
Bu bildiride, yabancı dil öğretimi ile karıştırılmaması gereken yabancı dille yükseköğretimin sakıncaları üzerinde durulmakta ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde uygulanmasına başlanan “İngilizce Destekli Öğretim” programı kısaca tanıtılmaktadır.
Yabancı dille öğretimin sakıncalarının başlıcaları, yükseköğretimin etkinliğinin azaltılması Türkçenin bilim ve teknoloji dili olarak gelişlmesinin ve Türkçe yayınların aksatılması ve ulusal kültürün zenginleşmesini sağlayacak dil kaynağının zayıflatılması biçiminde sıralanabilir.
Belirtilen sakıncalar nedeniyle yabancı dille yükseköğretimin yaygın-laşması durdurulmalıdır. Bu amaçla öğretim Türkçe sürdürülürken böyle bir uygulamanın temel gerekçesi olarak gösterilen yabancı dil öğretimi için daha akılcı ve etkin yöntemler geliştirilmelidir.-î.T.ü.’nin “ingilizce , Destekli öğretim11 programı bu yönde bir çabadır.
1. GÎRÎŞ
Bilim ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesi sonucunda günü¬müzün küçülen dünyasında her ülkede insanlar yabancı dil, özellikle de bugün için en geçerli dil olan Ingilizceyi öğrenmek zorunluluğunu duymakta¬dırlar.
Dışa açılan, Avrupa Topluluğuna katılmaya hazırlanan, zengin turistik potansiyelini değerlendirme arayışı içinde bulunan, az gelişmişlik
zincirini kırarak sanayileşmiş ülkeler arasına girme savaşını veren ülke¬mizde de yabancı dil bilen insan gücü gereksinimi, elbette yaşamsal önem taşımaktadır.
Bu koşullar altında yükseköğretimden geçen insan gücümüzün özellikle de ,teknolojinin gelişimini izlemek ve bu amaçla uluslararası ortamlarda yeni bilgilere erişmek üzere, mühendislerimizin yeterli düzeyde yabancı dil bilmelerinin zorunluluğu konusunda en küçük bir kuşkuya yer yoktur.
Ancak, yabancı dil öğretimi zorunluluğu ile kendi anadilimiz, bilim ve teknoloji dili olarak da geliştirmek zorunda olduğumuz Türkçemiz durur¬ken son yıllarda öğretimin yabancı dil ile ve çoğu kez ingilizce yapılma¬sı doğrultusundaki hızlı gelişme birbirine karıştırılmamalıdır. Prof.Dr.Mümtaz Soysal Mil liyet Gazetesindeki köşesinde “… Yabancı dil öğrenmenin kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiş olması, anadili koru¬ma, geliştirme ve yüceltme diye bir ulusal ödev yaratmıştır, Yoksa, yalnız Türkçe değil, Türkçeyle birlikte bütün bir kimlik de kaybolup gidecek…,” sözleriyle konunun ciddiyetini değişik bir yaklaşımla dile getirmiştir.
Yabancı dil ile öğretim gibi, gerçekten çok önemli bir konunun tüm ayrıntılarıyla tartışılması ve irdelenmesi daha fazla gecikilmeksizin yerine getirilmesi gerekli.bir görevdir,
2. AMAÇ
Yabancı dille öğretim konusu çoğunlukla “Yabancı dil öğrenmek gerekli¬dir, bunun yolu da yabancı dille öğretimdir” biçiminde algılanmaktadır. Bu nedenle, kamuoyunun bu konuda bir koşullanma içinde olduğu bile söyle¬nebilir.
Oysa konu, çok yönlü ve sanıldığından da önemlidir. Kısa bir inceleme, konunun anadilimizin gelişmesi ve zenginleşmesi, yabancı dil öğretiminde ve yükseköğretimde kaynakların etkin kullanımı ulusal kültürümüzün ve kimliğimizin korunması ve yüceltilmesi ile yakından ilgili olduğunu gös¬termektedir. Ne var ki, konu üzerinde yeterli çalışma yapılmamıştır.
l.T.Ü.’de İngilizce öğretim konusu çevreden gelen, bazan baskıya dönüşen öneri ve uyarılar nedeniyle yıllardır gündemde bulunmaktadır. Uzun tartışmalardan sonra varılan sonuç, öğrencilerimize mutlaka yabancı dil öğretecek (yabancı dil ile öğretim dışında) bir yol bulmak, ama öğretimi Türkçe yürütmek biçiminde özetlenebilir.
Üniversitemizin görüşlerini açıklamak üzere 1989 yılında Cumhuriyet Gazetesine yazmış olduğum makalenin küçümsenmeyecek yankıları oldu (1). Konu üzerinde düşünen, fikir üreten, yayın yapan kişilerden mektuplar geldi. Bu yazı nedeniyle bazı ilgililerin görüşlerı gazete sayfalarında yer aldı (2), (3). Birkaç ay boyunca konu gündemde kaldı. Böylece, sorunun ilgili çevrelerde enine boyuna tartışılması ve kamu oyuna anlatılması amaçlarına bir ölçüde erişilmesi sağlandı.
Bu bildirinin amacı da özellikle yükseköğretim düzeyinde yabancı dil ile öğretimin anlamını, olumlu ve olumsuz tüm olası sonuçlarının özenle irdelenmesini, ulusal kültürümüz ve kimliğimiz açısından etkilerinin tartışılmasını sağlamaktır.
Son olarak, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin “İngilizce Destekli Öğretim” uygulamasının kısaca tanıtılması amaçlanmaktadır.
, . .
. . 3.TÜRKİYE’DE YABANCI DiL ÎLE ÖĞRETiM
Selçuklular ve onları izleyen dönemlerde Türkler medreselerde Arap diliyle öğrenim görmüşlerdir.- Arapça’nın öğretim dili olarak medreseler¬deki işlevi, Rönesans öncesi Avrupa’sında Latince’nin işleviyle karşılaştır-ılabilir. Medrese ile kurumlasan yabancı dille öğretim, 1773 ten sonra açılan laik okullarda, çoğu kez çaresizlikten «Türkçe ders kitapları yazılıp gerekli öğretim elemanları yetiştirilinceye kadar”, Fransız dili ile sürdürülmüş, yabancıların Osmanlı topraklarında açtıkları okullarda böylece, öğretim dilinin seçimi bakımından herhangi bir engelle karşılaşmamışlardır (4).
1912 yılından beri ingilizce yükseköğretim yapan Robert Kolej’in yük¬sek kısmı, bu etkinliğini Cumhuriyet döneminde de sürdürmüştür. 1955-56 öğretim yılında Ortadoğu Teknik üniversitesinin açılmasyla yabancı dille yükseköğretim kurumlaşmıştır. Robert Kolej’in yüksek kısmı 1971-72 öğretim yllında “Boğaziçi üniversitesine dönüşmüştür.
Yükseköğretimi düzenleye n 2547 sayılı yasanın 49. maddesinin “Eğitim-öğretimini kısmen veya tamamen bir yabancı dille yapan yükseköğretim kurum¬ları” deyimiyle yabancı dille yükseköğretim yasallaşmıştır.
Bugün ingilizce öğretim yapmakta olan Boğaziçi, Ortadoğu ve Bilkent üniversitelerinin ve üniversitelerin yabancı dil ve edebiyatları anabilim dallarının dışında bazı üniversitelerin belli bölümlerinde ya da anabilim
dallarında öğretim İngilizce, Almanca veya Fransızca dilleriyle yapılmak¬tadır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında yabancı dil öğretimi ve yabancı dille öğretim 14.10.1983 tarih ve 2923 sayılı “Yabancı Dil Eğitimi ve öğretimi Kanunu1′ ile düzenlenmektedir. Bu kanun uyarınca çıkarılan “Yabancı Dil Eğitim-öğretimi ve Yabancı Dille Eğitim-öğretim yapan Yükseköğretim Kurum¬ları Hakkında Yönetmelik” in 9.maddesinde yabancı dille eğitim-ögretimin amacı: “Yükseköğretim kurumlarında yabancı dille eğitim-öğretim yapıiması¬nın amacı öğrencilere, bilimsel ve teknolojik gelişmelerle, yabancı dil¬deki bu türlü yayınları izleyebilme, uluslararası toplantı ve tartışmala¬ra da katkıda bulunabilme güç ve yeteneğini kazandırmaktır” biçiminde ifade edilmektedir. Aynı yönetmeliğin 2. maddesinde ”Yabancı Dil Eğitim-öğretiminin Amacı11 başlığı altında “Yabancı dil eğitim ve Öğretiminin amacı, öğrencilerin takip ettikleri yabancı dilde konuşabilme, anlayabil¬me, kendi konularında ki metinleri Türkçeye çevirebilme ve yeterince ifa¬de edebilme güç ve yeteneğini kazanmalarını sağlamaktır11 denilmektedir. Bu amaca ulaşabilmek için yabancı dil derslerinin tüm ön lisans ve lisans öğretimi süresince zorunlu ders olarak okutulması öngörülmüşken, 9 Haziran 1991 günlü Resmi Gazetede yayınlanan yasayla anılan derslerin en az iki yarıyıl okutulması ile yetinilmesi durumuna gelinmiştir (5).
4. DİL VE ÖĞRETÎM-ÖĞRETÎM DlLÎ ÎL1ŞKÎSÎ
Dünyâdaki çeşitli bildirişme dizgelerinin en gelişmişi ve en ergini insan dilidir. Bir toplumu ulus yapan bağların en güçlüsü dildir. Bir top¬lumun pek çok özellikleri, yaşayışı, gelenekleri, dünya görüşü* yaşam fel-sefesi, inançları, bılim-teknik ve sanata katkıları o toplumun diline yan-sır, o toplumun dilinden izlenebilir (6)c
Konumuz açısından dilin en önemli özelliği düşünme aracı olmasıdır. Düşünme, çıkarımlar yapma, kavramlar ve önermeler arasında bağlantılar kurmadır. Kavram ve önermelerin içinde yer aldığı bağlam da dilin bütünü¬nü oluşturur. Dil olmasa düşünme de olamazdı (7). W. von Humboldt’a göre düşünceyi yaratan ve ileri götüren dildir. Dilin engellendiği yerde düşün¬me de engellenmiş olur. Dolayısıyla, ancak dilini oluşturan, yücelten bir ulus gerçek bir düşünce etkinliği gösterebilir.
Tutarsız, karmakarışık hır dille, tutarlı, duru bir düşünceye varıla-maz, Dilin yaşamsal önemi de burada yatar. Dil davası, insan olma davası¬dır. Onun içindir ki, dil sorunu hepimizin sorunudur (8).
Dil, kültürün oluşmasında önemli bir yere sahiptir, kültürün anahta-rıdır, kültürü açıklayan ve kuşaktan kuşağa. geçiren, bireye aktaran temel araçtır.
W. von Humboldt, “dil olmuş bitmiş bir şey, bir ürün değil bir etkin-liktir” sözü ile dilin insan tarihinin başlıca yaratıcı güçlerinden biri olduğunu anlatmak istemiştir (7). Her birey ve. her kuşak ona yeni bir şey katar. Kültürde üstünlük gösteren ulusların dillerinde de üstün oldukları¬nı bütün tarih boyunca ve günümüzde açıkça görebiliriz. Dili ilkel kalmış bir ulusun kültürü de ilerleme gösteremez.
“Kolay ve zor diller11 diye bir şey olmadığı gibi, “ilkel” veya “gelişmiş” diller diye de bir ayırım yapılamalıdir. Çünkü her dil, kulla-nıldığı toplumun koşullarına ve ihtiyaçlarına göre yeterince geliştiril¬miştir (9). Dil işlendikçe zenginleşir ve güçlenir. Böylece daha derin ve yaratıcı düşünceleri üretme olanağını sağlar. Bir ulus henüz yetkinleş-memis olan bir dili düşünceler yaratabilecek bir duruma getirebilir ve bir ulus ancak kendi dilinin gelişmesi buna elverişli duruma eristiği zaman büyük bir düşünsel ilerleme gösterebilir (7).
Eğitim-öğretimin amacı, en geniş anlamıyla, belirli bilgilerin akta¬rılmasının ötesinde, yeteneklerinin olabildiğince geliştirilmesi,-beceri¬ler kazandırılması suretiyle üretici, yaşam olanaklarından yararlanmasını bilen, çevresiyle uyumlu ve sonuçta birey olarak mutlu ve toplumun refah ve mutluluğuna en üst düzeyde katkı sağlayan insanların yetiştirilmesidir.
Bu bağlamda öğretim kurumlarının öğrencilerini öngörülen nitelikte yetiştirebilmeleri için belirli bilgi, kavram ve yöntemlerin en iyi biçim¬de açıklanması, bunların kavranarak özümsemesinin sağlanması için kulla¬nılan dil öğretim dilidir.
Dil ile düşünmenin sıkı ilişkisi, özellikle soyut kavramların anlaşı¬lıp özümsenmesi bakımından öğretim dili biîyük önem taşımaktadır.
En etkin öğretim dilinin en iyi bilinen dil dolayısıyla anadil olması doğal ve açık bir gerçektir.
O halde niçin yabancı dille öğretim?
5. YABANCI DiL ÎLE YÜKSEKÖĞRETİMİN GEREKÇELERi VE İRDELENMESİ
Yükseköğretimin yabancı dil ile yapılmasının doğrudan ya da dolaylı olarak ifade edilen gerekçeleri vardır. Kamuoyunda bu öğretim türü yaban¬cı dil öğretiminin etkin aracı olarak kabul edilmektedir. Yani amaç ye¬terli düzeyde yabancı dil öğretmek olmaktadır. Bilim ve teknolojideki gelişmeleri, bilimsel yayınları izlemek, dünyaya açılmak v.b. amaçları da yabancı dil öğrenmek amacının kapsamı içindedir.
istenirse, .gerekçeler daha da uzatılabilir. Bunlardan birine değin-meden geçmek büyük eksiklik olur. Bu gerekçe, Türkçe’nin bilim dili ola¬rak yetersizliğidir. Bu savın doğru olduğu varsıyılsa bile, yapılması gereken yabancı dil ile yükseköğretim yerine,» Türkçe’yi bilim alanında kullanıp işleyerek bilim dili olarak güçlendirmektir (2,7,9). Çünkü, aslında bir dilin yetersizliği değil, işlenmeyen bir dilin gelişememesi, zayıflaması, giderek evde ve sokakta basit bildirişimler için kullanıla-bilen kısıtlı bir dil haline dönüşebilmesi söz konusudur.
Ancak, Türkçe’nin yükseköğretim ve bilimsel etkinlikler için yetersiz¬liğinden söz edilemeyeceği yıllardır bu alanlarda Türkçe olarak yürütülen çalışmalardan açıkça ortadadır.’Türk dili gerek yapısal olanakları gerek¬se anlamlama ve türetme zenginliği bakımından her düzeyde öğretim ve her alanda bilimsel anlatıma yetecek ölçüde gelişmiş bir dildir” (4). Prof, Sinanoğlu «…B. Amerika’ya gider gitmez orada iki yıl üniversite atlatacak kadar bize iyi ve Türkçe olarak fen öğretmiş olan değerli hoca¬larımızı burada saygı ile anmayı bir borç biliriz” diyerek aynı görüşü destek lemektedir (10). Prof. Aksan “Bu benim anadilim bir denizdir, derin-liğiyle, gözün erişemeyeceği genişliğiyle, sınırsız gücü, güzellikleriyle, sözleriyle başlayan “Türkçe’nin Gücü (Türk dilinin zenginliklerine tanık¬lar)” kitabında Türkçe’nin zenginliğine ilişkin çarpıcı örnekler sunmak¬tadır (11). Felsefenin en güç anlaşılır konularını bile Türkçemizde rahat¬lıkla işleyen felsefecilerimiz az değil. Bilim adamlarımız herkesin anla¬yabileceği terimler ve sözcüklerle dile getiriyorlar araştırmalarının sonuçlarını*1 (7),
6. YABANCI DİLLE .YÜKSEKÖĞRETİMİN SAKINCALARI
önceki açıklamaların ışığında yabancı dille yükseköğretimin sakıncalı olduğuna ilişkin görüşlerin başlıcaları aşağıda sıralanmıştır.
6.1. Öğretimin Etkinliği Açısından
Anadil yerine yabancı dil Öğretim dili olarak verimliliği düşük bir araçtır. Aslında, bu araç amaç niteliğindedir. Böylece yabancı dil öğre¬tilmesi uğrunda zaman ve emek israfı olmakta, yükseköğretimle öngörülen temel amaç konusunda yetersiz kalınmaktadır.
Gelişmekte olan bir ülkede yabancı bir dille öğrenim gören öğrenci¬ler kesin olarak, anlama-anlatımda dilin yetersiz kaldığı , anadiliyle eğitimde gösterecekleri başarıdan daha düşük bir başarı ile yetinmek durumunda oldukları bir ara dönem geçirmektedirler. Bu öğrencilerden çoğu-nun öğrenimleri süresince bu engeli aşıp aşmadıkları belli değildir. Bu çemberden çıkamayanlar uzun süre bu dil kısıtlılığının getirdiği zorunlu bir ezbere öğrenme etkinliğine itilmekte, belki de ussal gelişmeleri de engellenmektedir (4).
“Hem yabancı dili hem matematiği, fiziği, hatta iş idaresini aynı derste öğretmek diye bir yöntem yoktur11 (10).
6.2. Bilimin Özümsenmesi ve Geliştirilmesi Açısından
Dil düşünmenin aracıdır. Yaratıcı düşünme de ancak anadil sayesinde gerçekleştirilebilir. Yabancı dil çoğu kez bir aktarım aracıdır. Bu neden¬le günümüze değin bilimi yabancı bir dille öğreterek çağdaş başarıya ulaş¬mış bir ulus yoktur.
Avrupa’da Rönesans öncesi ortak bilim ve sanat dili olan Latinceden ulusal dillere geçilmesine paralel olarak bilim ve sanatta gelişme sağlan¬mıştır (12,13).
Bilimsel çalışmaların yabancı dil ortamında yürütülmesi durumunda Türkçe yayın etkinliği engellenmiş olur. Gerçekten ikinci Sultan Mahmut tarafından 1839 yılında Fransızca olarak öğretime açılan Tıp Okulunda Türkçe yayınlar, ancak 1870 yılında Türkçe öğretime geçilmesinden sonra gelişme göstermiştir (14).
Türkiye’ye sığınarak istanbul üniversitesi’nde görev alan bilim adam–lan ile yapılan iş anlaşmalarında Türkçe öğrenme ve kendi alanlarında en az bir ders kitabı yazma koşullarına yer verilmesi anlamlıdır (15).
6.3. Diiin ve Kültürün Gelişmesi Açısından
Daha önce belirtildiği gibi Türkçenin bilim dili olarak zenginleşmesi ve güçlenmesi açısından da yükseköğretimin, bilimsel çalışmaların ve yayınların Türkçe olarak yapılması büyük önem taşımaktadır.
Dilin ulusal kültürün temel öğelerinden biri olması nedeniyle, yaban¬cı dille öğretim olayı, ulusal kültürün geliştirilmesiyle yakından ilgi¬lidir.
öğretimde ulusal dilin kullanılması ve bilim dili olarak gelişmesinin sağlanması hususuna gereken özenin gösterilmemesi durumunda yabancı bir dili az çok bilen fakat kendi diline, çalışma ortamına yabancı ve ulusal kültüründen kopuk kişilerin yetiştirilmesi gibi olumsuz bir sonuç ortaya çıkabilecektir.
Görülüyor ki, konunun kapsamlı olarak değerlendirilmesi durumundaa ulusal kimliğimiz ve varlığımız açısından ciddi kaygılar duymamak elde değildir.
7. l.T.O.’DE İNGİLİZCE ÎLE ÖĞRETİM YERiNE iNGiLiZCE DESTEKLi ÖĞRETiM
l.T.Ü., önemi ve gerekliliği apaçık olan yabancı dil öğretimini yabancı dille öğretimden kesin çizgilerle ayırmakta; etkin bir yabancı dil öğ¬retimi için her türlü çabayı zorunlu görürken, öğretimi Türkçe yürütmekte kararlı bulunmaktadır.
Çünkü» l.T.Ü. 218 yıldan beri öğretimi, aksatmaksızın, Türkçe olarak sürdürmekte ve böylece Türkçenin bilim ve teknoloji dili niteliğinin oluşmasına ve gelişmesine katkı sağlamaktadır (16). Bu, Î.T.Ü. tarafından çok önemli ve ödün verilmeksizin sürdürülmesi gerekli kutsal bir görev olarak kabul edilmektedir»
İ.T.Ü. nün belirtilen tutumunun nedeni bu bildiri çerçevesinde yeterin¬ce vurgulanmış bulunmaktadır.
İ.T.Ü. bu görüşler doğrultusunda j 1989-90 öğretim yılında “İngilizce
Destekli Öğretim” programını uygulamaya başlamıştır (17). Buna göre iste-yen öğrencilerden Ingilizce yeterlik sınavını başaranlar doğrudan bu ögretime başlamaktadırlar. Yeterli düzeyde İngilizce bilmeyip bu programa katılmak isteyen öğrencilerin olanaklara göre belırlenen kontenjan çer¬çevesinde ve ÖSY sınavı puanları gözönüne alınarak, seçilmiş olanlar bir
yıl süreyle “İngilizce Geliştirme Sınıfı”nda okumaktadırlar. BU öğretimde başarılı olanlar İngilizce Destekli öğretime katılabilmektedirler.
İngilizce Destekli Öğretimde, normal Türkçe öğretim sürdürülürken, öte yandan öğrencilerin, İngilizce bilgilerini taze tutmak, geliştirmek ve teknik terim öğrenmelerini sağlamak amacına yönelik ve öğretim süre¬since en ez 20 kredi toplayacak ek İngilizce dersler okutulmaktadır.
Bu öğretim programına katılmak üzere İngilizce yeterlik sınavına 1989-90 döneminde 599, 1990-91 döneminde 969 öğrenci girmiş, bunlardan sırasıyla 336 ve 469 öğrenci başarılı olmuştur, İngilizce Geliştirme Sını¬fı kontenjanı ilk iki yıllık uygulamada sırasıyla 200 ve 400 olmuş, öğren¬cilerin yoğun istekleri karşısında 1991-92 öğretim yılı için 600 olarak öngörülmüştür.
İngilizce Destekli Öğretim, î.T.Ü.’nün Türkçe öğretimle seçkin mühen-disler yetiştirirken yeterli düzeyde İngilizce öğretme arayışı içinde bul¬duğu bir çözümdür. Başarısı konusunda görüş belirtmek için henüz vakit çok erkendir.
8. SONUÇ
Günümüzde yabancı dil zorunludur. Ancak yabancı dil öğretimi amacıyla yabancı dille Öğretim zorunlu değildir, hatta uygun bir yöntem de değildir.
Yabancı dil öğretiminde başarılı gelişmiş ülkelerin hiç birinde yaban¬cı dille öğretim uygulaması yoktur. Zaten tarihlerinde sömürge olma talih¬sizliğini yaşamamış ülkelerde yabancı dille öğretim uygulamasına örnek
bulmak çok güçtür.
Çünkü yabancı dille yükseköğretimin yararsızlığı bir yana yaşamsal
nitelikte bir çok sakıncasının bulunduğu ileri sürülmektedir. Bu görüşlere göre yabancı dille öğretim :
. Öğretimin etkinliğini zayıflatır, ezbere iter.
. Ulusal dilin körlenmesine bağlı olarak, yaratıcı düşünceyi,
dolayısıyla bilimin gelişmesini aksatır.
. Ulusal dilin bilim ve teknoloji dili olarak gelişmesini engeller. . Ulusal dilde bilimsel yayınların azalmasına neden olur. Böylece
bilimin atılımı engellendiği gibi tabana yayılması da kösteklenmiş
olur.
. Dil ile çok sıkı ilişkisi olan ulusal kültürün zenginleşmesine
elverişli bir ortam oluşturamaz.
. Ulusal dilin konuşulduğu doğal ortama yabancılaşmaya neden olur.
Daha önemlisi yabancı dille öğretim için ileri sürülen sakıncalar, ulusal kimlik ve varlığın yitirilmesi boyutlarına varmaktadır.
Bu nedenlerle, yoğun bir koşullanma görüntüsü içinde doludizgin yabancı dille yükseköğretim gidişinin durdurulması ve olayın tüm yönleri ile ayrıntılı olarak irdelenmesi yaşamsal bir önem taşımaktadır.
Herhalde öncelikle yapılması gereken de yabancı dil öğretimi için öğretim amaçları ile çelişmeyen ve ulusal kimliğimiz ve varlığımız açısından sakıncalı olmayan özgün çözümler bulunmasıdır. Bulmak için doğaldır ki, aramak gerekir.
KAYNAKLAR
1.Evren, G., ” Yabancı Dilde öğretime Hayır41 Cumhuriyet Gazetesi,
6 Haziran 1989.
2.Hamuloğlu, C., “Yükseköğretimde Yabancı Dil Tartışması, Cumhuriyet
Gazetesi, 24 Temmuz 1989.
3.Alptekin, C., “Yabancı Dilde öğretime hayır demeden önce…”
Cumhuriyet Gazetesi, 24 Temmuz 1989.
4.Demircan, 0., “Dünden Bugüne Türkiye’de Yabancı Dil”, lstanbul,1988,
203 sayfa.
5. 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Dört Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun, Kanun No:3747, Kabul Tarihi: 29.5.1991, Resmi Gazete, Sayı: 20896, 9 Haziran 1991.
6.Aksan, D., “Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim), l.Cilt,
Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları , 1977, 162 sayfa.
7.Akarsu, B., uWilhelm Von Humbodt’da Dil-Kültür Bağlantısı” istanbul,
Remzi Kitabevi, 1984, 123 sayfa.
8.Eroğlu, C., “Dil Bilinci”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Mart 1991,
Sayı 129, 3 sayfa.
9.Başkan, ö., “Bildirişim (Insan dili ve ötesi)”, Bilimsel Sorunlar Dizisi,
istanbul, 1988, 491 sayfa.
10.Sinanoğlu, O, “Resmi Eğitim Dili Türkçedir”, Milliyet Gazetesi,
istanbul, 12 Temmuz 1974»
11,Aksan, D, “Türkçenin Gücü1*» Türkiye tş Bankası Kültür Yayınları,
Genel Yayın No: 286, istanbul, 1987.
12. Tekeli, İ., “Toplumsal Dönüşüm ve Eğitim Tarihi Üzerine Konuşmalar”, TMMOB Mimarlar Odası Yayını, Ankara, Şubat 1980.
13.Kavuncu, 0,, “Yükseköğretimde Yabancı Dil”, Aydınlar Ocağı Yayını,
Yabancı Dille Eğitim ve öğretim Meselesi, Açık Oturumlar Dizisi:ll »
İstanbul, 1991.
14.Unat, E.K, “Osmanlı İmparatorluğunda Fransızca Tıp öğretimi ve
Etkileri”, Dirim, Sayı 52, No: 12, S. 65-71.
15.Neumark, F, “Boğaziçine Sığınanlar”, istanbul Üniversitesi iktisat
Fakültesi Maliye Enstitüsü Yayım, istanbul, 1982.
16.Çeçen, K, “istanbul Teknik üniversitesi’nin Kısa Tarihçesi”s
l.T.Ü. Bilim ve Teknoloji Tarihi Araştırma Merkezi Yayın No 7S
istanbul, 1990.
17.Evren, G., “Yabancı Dilde Yükseköğretimin İrdelenmesi”, ikinci Milli
Kültür Şurası (5-8 Aralık 1989} Bildirileri, Cilt l, T.C. Kültür
Bakanlığı APK Kurulu Bşk Yayın No 3, S. 147-151.