Bakın bazı görüş çizgisinde olanlarda iki konuda çizgi değişikliği yok. Biri Türklük konusu diğeri asker. Bu kesimler her fırsatta kin ve nefretlerini dile getirirler.
Türklüğe yönelik düşünceler geçmişte ortada. Demeçler, açıklamalar unutulmadı.
Konumları nedeniyle sesli söyleyemediklerini, yeminli Türk düşmanlarıyla söyletiyorlar.
Şimdi ise anayasa ile oynuyorlar. Ne yapıyorlar. Türk devleti, Türk vatandaşı kavramlarını tartışmaya açıyorlar. Daha başka sivil anayasa hazırlıyoruz diyorlar. Sen sivil misin ?
Ne yani sen kendinde anayasa hazırlama hakkı görüyorsun da devletin ve milletin varlığından bekasından güvenliğinden sorumlu kesimlerin bu hakkı yok mu? Kaldı ki sadece onlar mı hazırlıyor yoksa onların görevlendirdiği akademisyenler mi? Ha onlar hazırlatmış ha sen ne fark eder.
Türkiye’ni soru nu kanun yapmak mı yoksa uygulamak mı?
Söylenen ne? Demokratik sisteme ve sivillere ait siyaset alanına kimse müdahale etmesin. Biz istediğimizi yaparız. Kimse karışmamalıdır. Güzel de sen bu hakkı tekeline hangi güçle alıyorsun? Halk gücü ile denebilir. Ancak sen o halkın bir dönem yönet yetkisi verdiği grupsun, yarın silinmeyeceğin ne malum. DP, AP, ANAP nerede?.
Bir milletin kaderi dönemsel seçilenlere bırakılır mı?
Türkiye’de tartışma konusu edilen Cumhuriyet-demokrasi-din olmuştur. Herkes
itaatkar toplum yaratma çabasında.
Korku yoluyla sindirme politikalarına seçilmişlik kılıfı giydirmek çabasında olunmuş.
Siyasi dengelerin bozulduğu veya bozulabileceği yönündeki mesajla halkı yanına çekmeye çabalamış.
****
Bakın!
Bu toprakların adı 13. yüzyıldan beri Türkiye’dir. Yani Türklerin ülkesi.
Bu sözü ilk kullanan kişi bundan 800 yıl önce İtalyan gezgin Marco Polo’dur. İsim babası odur.
Selçuklu beylikler ve Osmanlılar döneminde aynen kullanılmıştır. Osmanlı’da ve lozan’da aynen böyle geçer.
İspanya’da Türk adı “coco” yani umacı ile eşanlamlı kullanılır. İtalyanların korku deyimi Mama, i Turchi yani “anneciğim, Türklerdir”.
Türk adı sadece Osmanlıyı değil tüm Müslümanları kapsıyordu. Görmedikleri Türkler, Hıristiyanları yok etmek isteyen zalimdi. Efsanelerle Türkleri bildiler.1453 de İstanbul’un fethi ile birlikte abartılı korku içinde oldular.
Türk sözcülüğü Torxuere (işkence) kelimesi ile içleştirildi. 16 yüzyılda Belgrad, Budapeşte, Viyana meraklı yerlerdi. Ordu ihtişamı, yeniçeri görkemi, mehter estetiği hayranlığı getirdi.
Padişahın adı Soliman el Magnifico ‘Muhteşem Süleyman’dır. Seyyah izlenimleri, kanaat değişiminde önemli etkin oldu.
Türklerin geri çekilmesi ile birlikte korku dağıldı.Avrupa’da Türk modası başladı. Turqueire soylular Türk kıyafeti giyerek resimler yaptırmaya başlar. Zamanla Türk modası Oryantalizmin doğmasına neden olur.
Yıllardır; Newyork’ta, Tokyo’da, Paris’te, Londra’da neyin sergileri açılıyor? Türklerin muhteşem dönemlerine ilişkin sanat eserlerinin. Peki Dünya’da Türklerden mi bahsediliyor yoksa AKP’li sivri akıllıların dediği gibi Türkiyelilerden mi? Türksüz Türkiye öyle mi! Hadi canım sende.
Devekuşu hikayesi: Yük yüklemek istemişler. Önce ben kuşum demiş. Sonra o zaman uç demişler. O da bu kez ben deveyim demiş. Bu kez karar ver demişler. Deve misin kuş musun?
Günün Sözü: Unutulmasın kötülük yapmayı düşünenler masum yüzlü olurlar.