Ana Sayfa 1998-2012 ‘TÜRK TARİHİNDE İŞBİRLİKÇİLER VE 150’LİKLER’

‘TÜRK TARİHİNDE İŞBİRLİKÇİLER VE 150’LİKLER’

YAKIN TARİHİMİZE IŞIK TUTACAK CİDDÎ BİR ESER:

‘TÜRK TARİHİNDE İŞBİRLİKÇİLER VE 150’LİKLER’

OĞUZ ÇETİNOĞLU

ocetinoglu@ttmail.com

Milletlerin tarihi; kahramanlıklarla, şanlı-şerefli hizmetlerin yazılı olduğu sayfalarla dolu olduğu gibi, o sayfalar arasında, hainliklere de rastlamak mümkündür.

Vatan-millet için çalışmaktan yorulmayan Erdoğan Aslıyüce, üretken kaleminden gün ışığına çıkan üç düzineye yakın kitaplarından sonuncusunda, işbirlikçiler ve hainler konusunu ele alıyor.

Türk Tarihinde İşbirlikçiler ve 150’likler isimli eser, kaynakçası ve indeksi ile birlikte 424 sayfa olmasına rağmen, ‘bir solukta’ denilebilecek ölçüde, kolayca ve kısa zamanda okunabiliyor.

‘İşbirlikçiler’ kelimesi kitapta ‘hainler’ anlamında kullanılıyor. Hain, hıyanetten gelen Arapça bir kelime. ‘Kendisine güvenildiği halde; arkadaş, dost, akraba, vatan-millet gibi sâdık kalınması, hizmet edilmesi gereken kişi ve kurumlara zarar verecek şekilde hareket eden’ insanları ifâde eder.

‘İşbirlikçi’ kelimesi lügatlerde; ‘Başkaları ile birlikte çalışan veya hareket eden kimse’ olarak açıklanıyor… sa da; kelimenin anlamında, sözü edilen ‘kimse’nin, hizmetle mükellef olduğu tarafa zarar veren fiili gizlidir.

* * *

Erdoğan Aslıyüce; tarih şuuruna sâhip, Türk milletini iyi inceleyen, iyi tanıyan ve doğru sonuçlara ulaşabilen bir münevverdir. Resmî tarihlerde bulunmayan gerçekleri ve detayları ustalıkla okuyucunun bilgisine sunuyor r. Daha da önemlisi, katıksız vatanseverliğinin, samimi milliyetçiliğinin oluşturduğu hassasiyetle, sevdiklerine ve koruduklarına zarar verenleri, verebilecek olanları kolayca teşhis edebiliyor.

Tarih ilmi, geçmişteki olaylar ve kişiler hakkında bilgi vermekle birlikte; olayların ve kişilerin fiillerinin hangi sonuçları meydana getirdiğini öğretir. O sonuçlardan ders alınır, olumsuzların tekrarı önlenebilir, güzel hizmetlerin devamı sağlanabilirse, tarih; geleceğimizi yönlendiren, şekillendiren bir ilim hâline gelir. İşbirlikçiler ve 150’likler, bu anlayışla okunmalı.

İnsanlarımız tarihe meraklı. Bilgi edinmek maksadıyla okunanlar arasında tarih kitapları önemli bir yer tutuyor. Yakın tarihe ait kitaplar ise çeşitli sebeplerle ilk tercihler arasında değil. Tarafsız yazılmadığı, detaylara inilmediği gibi endişeler tercihleri belirlemede etkili oluyor. Aslıyüce hem tarafsız hareket ederek hem de detaylara inerek okuyucuya güven veriyor. Aynı zamanda benzer konularda çalışacaklara örnek ve önder oluyor. Bu yönüyle de ayrıca tebrike hak kazanıyor.

Aslıyüce kitabına; ana ve ağırlıklı konu olarak 150’likleri almış.

150’likler; Kurtuluş Savaşı sırasında, düşman devletlerle ve İstanbul Hükümeti ile işbirliği yaparak, düşman işgalinin kaldırılmasını ve kurtuluşu engellemek için çalışmaları sebebiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına dayanılarak Türk vatandaşlığından çıkarılan ve vatanı terk etme cezâsına çarptırılan kişiler grubudur. İçlerinde vatandaşlıktan çıkarılmadan önce de sonra da adı-sanı duyulmamış insanlar olduğu gibi, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi ve oğlu, Şûra-yı Devlet Reisi Rıza Tevfik (Bölükbaşı), Divan-ı Harp Reisi Nemrut Mustafa, Harput Vali Vekili Ali Galip, başlangıçta Millî Mücâdele kadrolarında yer alıp sonra ayrılan Çerkez Ethem ve kardeşleri, Gazetecilerden Sait Molla, Refik Hâlid (Karay) ve Refi’ Cevad (Ulunay)… tanınmış ve isimleri bilinen, hatırlanan kişiler vardı.

150’likler, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Sözleşmesi hükümlerine göre hazırlanan liste ile belirlendi. 28 Mayıs 1927’de kabul edilen bir kanunla sınır dışı edildiler. 29 Haziran 1938’de haklarında af kanunu çıkarıldı. Hayatta kalanlardan arzu edenler Türkiye’ye döndüler.

Türk Tarihinde İşbirlikçiler ve 150’likler isimli kitapta; ana konuya girilmeden önce işbirlikçilerden örnekler veriliyor.

Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Beğ’in ‘Amidül-Mülk’ olarak da anılan, Sultan Alparslan’a da hizmet eden veziri büyük âlim Ebu Nasr’ın haksız yere ihanetle suçlanmasının hazin sonu, Mora İhtilali sırasında Rumları kayıran Hâlet Efendi, Mora Vâlisi iken Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanan Tepedelendi Ali Paşa, Osmanlı’nın Mısır Vâlisi iken İstanbul’daki taht hayaliyle harekete geçen ve bu haraketi ile Yunanistan’ın doğuşunu hazırlayan Kavalalı Mehmed Ali Paşa, birçoklarının ‘Hürriyet kahramanı’ olarak andıkları Mithat Paşa, 31 Mart Vak’asını gerçekleştiren hainler güruhu, Selanik’i tek mermi atmadan teslim eden Kara Tahsin Paşa, aralarında Hâlide Edip (Adıvar), Yunus Nâdi (Abalıoğlu) gibi isimlerin de bulunduğu Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin kurucuları, Kürt Teali Cemiyeti’nden Bedirhanlar, Baban Aşireti, Cemil Paşa ailesi mensupları, İngiliz Muhibler Cemiyeti’nin üyeleri, Aslıyüce’nin ‘Hüsnüyadis’ olarak andığı Saruhan Mutasarrıfı Hüsnü Efendi, düşman şehrin kapısına dayandığı halde; ‘Mehdi gelmeden kurşun atılması câiz değildir!’ Diyen Derviş Mehmed… Aslıyüce’nin kitabında anlatılan hainlerden bâzılarıdır. O hainler ki şanlı tarihimizin ak sayfalarına kara lekeler sürmüşlerdir. Erdoğan Aslıyüce hainleri, hainlikleri ve kirli şahsiyetleri ile birlikte detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor. İyi de yapıyor. Kitabı okuyanlar, tarihteki hainleri tanıyacakları gibi, bundan sonra ortaya çıkabilecek hainleri tanımak için ipuçları elde edebiliyorlar.

Kitapta, 150’likler sonrasındaki ihânetlere de yer veriliyor. Şeyh Said İsyanı, Şemdinli Ayaklanması, Yunanistan’da tezgâhlanan Menemen olayı… efrâdını câmi-ağyarını mâni bilgilerle anlatılıyor. Kitabın son sayfalarındaki alıntılardan, ‘Cüceleşmeyen tek dev’, Ali Kemal’in torunu, Yunan ordusu için dua edilmesini isteyen Adliye Nâzırı hakkında bilgilere ulaşılıyor.

Yazarı, böyle bir eser hazırladığı için tebrik, kitabı da tarih meraklılarına tavsiye ediyorum.

YESEVİ YAYINCILIK: PK: 30 Beyazıt 34490 İstanbul. Telefon: 0.212-638 5012. Belgegeçer: 0.212-638 35 47 / e_asliyuce@yahoo.com

 

Orkun'dan Seçmeler