TÜRK adı M.Ö. 7.000’li yıllara kadar uzanan, bir çok imparatorluklar ve medeniyetler kurmuş olan büyük milletimizin adı olarak tarihte yerini almıştır. “Güç-kuvvet” anlamına gelen bir sıfat olmasına rağmen kahraman milletin adı olarak ilk defa Göktürk İmparatorluğu’nda kullanılmıştır. Millet ismi olarak Çin’de 557 yılında telâffuz edilmiş, Arapçada İslâmiyet öncesi, Rusçada 12. asırda kullanılmıştır.
İran edebiyatında TÜRK, sıfat olarak “güzel insan” anlamında kullanılmıştır.
Türk ismi; Türk boylarının meydana getirdiği devletlere isim olmuşsa da Türk milleti cihanşümûl bir anlam taşıyarak tarih öncesi çağlardan gelmişti. Sonsuza kadar devam edecektir.
Batılılar uzun süre TÜRKİYE için; Türk ili, Türk yurdu sözünü kullanmışlardır. Anadolu topraklarının Türkiye diye tanımlanması ilk defa Bizans kaynaklarında gözlenmektedir. 9. ve 10. asırda, Volga’dan, Orta Avrupa’ya kadar uzanan topraklar için Türkiye adı kullanılırken, 12. asırda sadece Anadolu için bu isim kullanılmıştır.
Tarihte kaybolan milletler vardır. Ömürleri bitmiştir. Ama Türk milleti hep var olmuştur. Kurduğu devlet yıkılsa bile yerine yenisini kurmuştur.
623 yıl süren bir imparatorluktan sonra Anadolu topraklarında yeniden devlet kuran milletimiz, son zamanlarda bölünmek, parçalanmak isteniyor. Bunu açıktan söyleyemiyenler önce mozayik benzetmesi ile kışkırtma yaptılar. Şimdilerde ise AB aşkına çeşitli senaryolarla, bu amaca ulaşmaya çalışıyorlar. Kimi zaman hoşgörümüz, kimi zaman demokrasi anlayışımız, kimi zaman dilimiz ve dinimiz kullanılarak bölücülük yapılmaktadır. Türkleri kötülemek, zayıf ve âciz göstermek moda oldu.
Engels ile tarih sahnesine çıkan Etnojenist anlayış ile Tük milleti bölünmek, parçalanmak istenmektedir. Milletimiz çeşitli ırk ve etnik yapıdan meydana gelmiş gibi propagandalar yapılmaktadır.
Batı Almanya ile Doğu Almanya birleştirilmişken, Kıbrıs’ta iki ayrı devlet mensupları birleştirilmeye çalışılırken, 1071’den beri iç içe yaşayan Anadolu insanını, kendi içinde alt kimliklere ayırmak batının Türk milletini yok etme amaçlarının bir basamağıdır. Oysa bölmek istedikleri bu millet, dünya tarihinin yazılmasında en büyük rolü oynamıştır. Dünya coğrafyasının bir çok yerine kendi kültür ve medeniyetlerini taşımıştır.
Son günlerde Türk düşmanlarının milletimize karşı içten ve dıştan kuşatması ile karşı karşıyayız. Gün yok ki yeni bir teslimiyetçi uygulama ile karşılaşmayalım. Yabancıların biri gelip biri gidiyor. Bu şartlar altında elbette Türklüğümüzle onur duyacağız. Türk milliyetçiliği çatısı altında birlik olacağız.
Türklüğe karşı iş birlikçi olanlar bilmelidirler ki Türk milleti her zaman dimdik ayakta olacaktır. Türk olmaktan imtina edenlere bu milletin özelliklerini birkaç örnekle hatırlatmak gerekir. Edebiyatçı, siyasetçi, sanatçı. gibi değişik mesleklerde n ismi dünya literatürüne geçmiş ünlülerin birkaç cümle ile yaptıkları değerlendirmelerden bir kaçını ele alalım.
– Türkçe bilgim beni Türkleştirdi sanki… Türkiye güzel bir ülke, Türkler güzel millet. Türkçe harikulâde bir dil. Türkçe öğrendikten sonra Türk edebiyatına girmiş eserleri az da olsa karıştırmak imkânı buldum. Nedim’den. Tevfik Fikret’ten, Yahya Kemal’den ve sonraki kuşakların şairlerinden mısralar okuyup anlayabilmek, benim için bilinmeyen bir âlemin sihrine kapılmaktan farksız oldu.
ALAN SPENCER
– Türk milliyetçiliği iki bin yıl öncesine dayandırılmaktadır. Halbuki M.Ö. 36’da vefat eden Asya imparatorlarından Çi-çi’nin halka yaptığı konuşmalar, tamamen Türk milliyetçiliğini anlatmaktadır. Çi-çi, atalarından kalan yadigârlar arasında, geniş ülkelerle birlikte, hürriyet ve istiklâlin bulunduğunu, bu en kıymetli emanetlere değer verilmemesinin millî ihanet sayılacağını açıklamıştır. Böylece dünya edebiyatında milliyet fikirleri ilk defa dile getirilmiştir. Tarihte milliyetçiliği devlet siyasetine temel yapan ilk devlet adamı Çi-çi’dir.
SİNOLOG Fr. HİRTH
– Türk hatunları babalarının, eşlerinin yanında olduğu gibi, misafirlerinin yanında da bütün imkânlara sahiptirler. Bu hürriyeti iffetten taviz vermeden, zinanın yasak olduğu ve zinanın ölümle cezalandırıldığı bir hukuk sistemi içinde yaşamaktadırlar.
ARAP SEYYAHI İBN-İ FADLAN
– Türkler savaş alanlarında orman arslanı, sulh çağında ova ceylanı gibidirler.
Sbt. İBN-İ TE’ÂVİZÎ Divanından
– Unutmayın, çok büyük bir milletin mensubusunuz. Eğer Türk milleti olmasaydı; Türk askeri olmasaydı, Güney Afrika’da bugün tek bir Müslüman bile gösteremezdiniz.
EBUBEKİR HAMZA (Fr. Akademi üyesi Müslüman)
– Bir milletin edebiyatı; millî ruhu ve millî hayatını göstermek için en samimî araçtır. Bir millet hayatı nasıl görüyor, nasıl düşünüyor, nasıl hissediyor? Biz bunu en doğru ve canlı olarak o milletin fikir ve kalem mahsûllerinde bulabiliriz. Edebiyat ve tarih, bir milletin maddî ve mânevî tekâmülünü ortaya koyar. Bunu da Türk edebiyatı ve kültüründe buluyoruz.
F. KÖPRÜLÜ
– Türklere karşı onur taşınamaz.
İNGİLİZ KRALI GİYOM
– Avrupa’da mezhep kavgaları yüzünden kan gövdeyi götürürken, Türk idaresinde bütün dinlere saygı vardı. Bütün mezhepler yanyana yaşayabiliyorlardı.
MACAR TARİHÇİ TAKATS
– Türkler çok terbiyeli bir millettir. Kendi tebaaları olsun, Avrupalı olsun, Hristiyan olsun, herkese karşı nazik muamele ederler.
ARAŞTIRMACI YAZAR RİCAULT (İngiltere Büyük elçisi başdanışmanı)
– Türklerde tarih boyunca tasavvur edilebilecek orduların en kuvvetlesi vardır. Mevcut imparatorluğun bitmek tükenmek bilmeyen kaynakları bu ordunun emrindedir. Eğer İran doğudan tehdit etmeseydi Avrupa’nın işi bitmişti.
ALMANYA BÜYÜK ELÇİSİ
– Türkleri savaş alanında görüp de barbar diye nitelendirenler yanılıyorlar. Türkleri gerçekten tanımak isteyenler, onların faziletlerini, törelerini, örf ve âdetlerini incelemelidirler.
GEZGİN D’OHSSON
– Türkler, coğrafya olarak geniş bir sahaya yayılmıştır. Çin’in (Doğu Türkistan) Sinkiang eyaletinde oturan bir Türk, Edirne’de oturanla anlaşabilir. Çin’e kadar sadece Türkçe konuşarak gidilebilir. Türkler, Balkanlardan, Rusya ve Çin içlerine kadar çok geniş bir coğrafya parçası üzerine yayılmışlardır. Türk’ün tarihte hâkimiyet kurduğu alan ise geniş bir cihandır. Bütün Çin, Rusya, Viyana’ya kadar Avrupa, Hindistan, İran, Afganistan, Yemen, Arabistan, Orta Afrika’ya kadar şimalî ve şarkî Afrika zaman zaman Türkler tarafından idare edilmiştir.
NEW -YORK TİMES MUHABİRİ
SAİZBERG
– Belgrad’dan Pekin’e kadar yalnız ve ancak Türkçe konuşularak gidilebilir.
WİLLİAM RAMSEY
– Türkler yenilebilir. Fakat asla mağlûp edilemezler.
NAPOLYON
– Türklerin çeşitli din ve mezhelere her tür müsamahayı gösteren âdil devlet geleneği vardır.
AUGUSTE COMTE
– Türkler; bir ırk, bir millet olmak haysiyeti ile yeryüzünün en şerefli insanlarıdır.
ALPHONSE DE LAMARTİNE
– Bu büyük ruhlu milletin arasında vatanımı unutmaktan korkuyorum. Vatan aziz… çok aziz… Lâkin Türkler de aziz, çok aziz.
COMTE DE BONNEVAL
– Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşudur.
LADY MONTAGUE
– Türkler Asya’nın centilmenleridir.
BİSMARK
– O ki dünyada Türkler vardır. O hâlde özlediğimiz, güneş ülke doğacaktır.
CAMPANELLA
– Asya’da oturan Türkler söylendiği ve zannedildiği gibi barbar olmayıp, geçmişte bilinen uygarlığın en yüksek zirvesine çıkmışlardır.
RUS ARKEOLOGU KOZLOV
– Türkler için barbar demek büyük hata olur. Roma’yı istilâ eden Germenler (Almanlar) için kullanılan bu sıfatı Türkler için kullanamayız. Onlar daha Orta Asya’dan ayrılırken medeniyet alanında önemli ilerlemeler yapmışlardır.
VİLL DURANT
– Türklerin askerliğe pek düşkün olmalarından, ordu diktatörlüğünden hoşlandıkları sanılmasın. Çok asil bir özleri vardır. Gözütoklukları, sert iklimlere, yokluklara, yorgunluğa akla sığmaz bir şekilde dayanmaları onları korkunç savaşçı yapar.
MAURİCE PERCHERON
– Türkler; güzellikte, çeviklikte ceylan gibiyseler de, savaşta ürkütülmüş kurtlar gibidirler.
İBNİ TEÂVİZÎ
– Tarih Türklerden çok şeyler öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler var ki! Bunlar uygarlığın birer ziynetidir.
HAMMER
– Türkler; yeryüzündeki en iyi cengâver millettir. Türklerin cesareti ve savaş gücü başka hiçbir millette yoktur.
RUS ATASÖZÜ
– Bilir misiniz ki, henüz iki şey tamamı ile keşfedilmiş değildir. Coğrafyada kutup, tarihte Türk.
ALBERT SORELL
– Türklerin güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini göstermek mümkündür. Bütün bunlar somut olarak tasvir ve tesbit edilebilir. Zor olan, çok zor olan Türk’ün özünü göstermektir. Bu öz, ay ışığı gibi görülür. Türk’ün ruhunda yaşayan kudretli ışığı tasvir etmek için yetmiş yıl yetmez.
DECHAMPS
– Orta Asya, Türklerin doğu ve batıya doğru göç ettikleri büyük bir mekândır. Siz Türkiye’deki Türkler; Doğu da Türkler yaşadığını unutuyorsunuz. Biz kendimizin Türk asıllı olduğumuza inanıyoruz. Eğer Pakistan ve Hindistan tarihini okursanız bilhassa 10. yüzyıldan sonra buraların tamamen Türk olduğunu görürsünüz.
Prof. AHMET HASAN DANİ
– Ben bir Türk milliyetçisiyim. Sadece Türk olduğum için değil. Arap veya başka kavimden olsaydım yine Türk milliyetçisi olurdum. Zira tarihte Türk milleti kadar İslâmiyetin temel prensiplerini, esprisini kavrayarak onunla bütünleşmiş başka bir millet yoktur. Türk, İslâmın kılıcı, İslâm ve Kur-an Türk’ün başının tacıdır.
S. AHMET ARVASÎ
– Asya’nın uçsuz bucaksız zenginliği içinde dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz hâlde çırılçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey bizden yeni terkip bekliyor. Biz misyonumuzun farkında değiliz. Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çalışıyoruz.
AHMET HAMDİ TANPINAR
– Resûlullah’ın ve “Yüce Allah benim bir ordum vardır. O’na Türk adını verdim. Onları doğuda yerleştirdim. Bir kavme kızarsam, Türkleri o kavim üzerine musallat ederim”.
İMAM ŞEYH HÜSEYİN
– Türkler size sataşmadıkça, siz onlara dokunmayın.
HZ. MUHAMMED
– Türk devleti birkaç defa dünyanın ve tarihin en büyük devleti hâline gelmiştir. Böyle bir milleti dünya birleşse bile ortadan kaldıramaz. 20. yüzyıl, Türklerin bütün tarihlerinde görülmedik şekilde çoğaldıkları asırdır. Bu asır, batı medeniyetinin ve komünizmin yıprandığı, çözüldüğü bir çağdır. Türk milletinin şahlanması için yeniden büyük önderlere ihtiyaç vardır. 20. yüzyılın son çeyreğinde (1967-2000) elbette böyle bir kılavuz önder çıkacaktır. Parti liderlerinden böyle bir lider çıkamaz. Partiler tabiatları icabı, birbirlerini yemekle meşguldür. Önder; partilerden değil, doğrudan doğruya milletin içinden çıkarak yeni bir BOZKURT olacaktır. Tanrıkut Mete’nin, Çiçi Yabgu’nun, İstemi Kağan’ın, Kür Şad’ın, İlteriş Kutluğ Kağan’ın, Kül Tegin’in, Bayançur Kağan’ın, Çağrı Beğ’in, Oruç Reis’is ruhlarından işaret almış bir önder yüksek ahlâk ve büyük erdemle bu kutlu işi başaracaktır.
NİHÂL ATSIZ
– Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir. Bu memleket tarihte Türk’tür… Hâlde Türk’tür. Ve ebediyen Türk olarak kalacaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
KAYNAKLAR
1. Aydın Taneri, Türk Kavramının Gelişmesi, Ankara, 1993.
2. Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları.
3. İsmail Hâmi Danişmend, Türklük ve Müslümanlık.
4. Nihâl Atsız, Makaleler.