Ana Sayfa 1998-2012 Makası Kim Değiştirdi?

Makası Kim Değiştirdi?

Bugün ekonomik baskılarla kabul ettirilmeye çalışanlar ve bunda da oldukça mesafe alan emperyalist güçler yani, AB ve IMF dolayısıyla ABD Millî Mücadele ile yırttığımız Sevr Muahedesi’ni yeniden Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışıyorlar. ABD 1870’li yıllarda İstanbul Boğazına Fatih Sultan Mehmet Han’ın inşa ettirdiği Rumeli Hisarının üstüne Robert Koloji yapmakla Türkiye üzerindeki emellerinin temelini atmış, o kolejde yetiştirdikleri, Türk milletini tanımayan kozmopolit insanlarla milletimizi sinsice asimile etmeye başlamışlar ve 1912 yılında Diyarbakır’da Kürt Tealî Cemiyetini kurmuşlardır. Tabiî sadece ABD değil Sevr’i yapmak isteyen devletler de aynı maksatla kolejlerini kurmuşlar ve Türk milletinin kültürünü bozmaya başlamışlardır.

Mustafa Kemal Atatürk, gençliğe hitabesiyle Türk gençliğini ikaz etmektedir. Maalesef bu çok şeyi ifade eden ihtar, kendisi vefat ettikten sonra a duvarlarda asılı kalmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, yeni kurduğu devletin sür’atle kalkınıp muasır medeniyete ulaşması için gerekli müesseseleri kurmuştur. Bunun için de Türklüğü motor güç olarak birinci sıraya koymuştur. Ve Cumhuriyet treni büyük bir azim ve heyecanla hedefine doğru ilerlemeye başlamıştır. Bu 15 yıl içerisinde (1923-1938) birçok devlet reisi Atatürk’ü ziyaret etmişlerdir. Yapmış olduğu inkılâp birçok mazlum millete örnek olmuştur. 10 Kasım 1938’de bu müstesna trenin önderi ebediyete intikal etmiştir. Ondan sonra tren yola devam etmiştir, fakat makasçı katarı başka hatta sokmuştur.

Bu harpten sonra ABD baskısı kendisinin menfaatlerini ilgilendiren bölgelerde artmış; demokrasi, çok partili hayat, Kore Harbi… Türkiye kanı pahasına NATO’ya alınmış ve Türkiye’de bazı askerî hareketler olmuş, 1980 12 Eylül’de Demirel dönemi bitmiş ve Özal dönemi başlamış ne gariptir ki ilk defa bir devlet adamımız cumhurda (üniter ve mozaik) kelimelerini kullanmış ve PKK hareketi ile Türkiye durmadan kan ve para kaybetmeye başlamıştır. Gümrük Birliği’ne girilerek her sene on milyar dolar kaybedilmeye başlanmış, daha önce çağrılmış olan (kimler çağırdıysa) IMF gelmiş ve Düyunu Umumiye kurulmuş. AB bir takım şartlar ileri sürmüş, hepsi imzalanmış ve durmadan Türkiye para kaybına uğratılarak, enflâsyonla eritilerek (1948’de 1 dolar 98 kuruştan 2001’de 1.600.000 TL.sına çıkmış) ve seksen sene evvel silâhla yapılamayan Sevr’e ekonomik yolla ulaşılmaya başlanmıştır.

Körfez Harbi ile Türkiye 1991’de harbe sokulmak istenmiş ve ilk defa cumhuriyet tarihinde bir genelkurmay başkanımız istifa etmiştir. Bu harp neticesinde Türkiye yine milyarlarca dolar zarara uğratılmıştır. Dışardan bu tazyikler yetmiyormuş gibi, içerdeki hainler de devleti ve milleti soyuyorlar. Basınımız mütareke döneminin basınını mumla aratır hâlde, TV kanalları Türk aile müessesesini yıkmakta ve Türk kültürünü tahrip etmekte yarış içerisinde. Halk perişan, ülkeyi on onbeş aile yönetiyor.

Allah’a şükürler olsun ki Türk ordusu büyük bir dikkatle ve sabırla, tedbirlerini alarak Türk milletini ve vatanını kararlı bir şekilde korumaya hazır bekliyor.

Batının hedefi Saddam değildir. Türkiye’yi parçalamaktır. Irak hedef değildir. Bunu Körfez Harbinin sonunda gördük.

AB’nin ömrü uzun değildir. İngiltere para birliğine girmemiştir. 1998 yılında ABD’de yapılan başkanlık seçimi çok enteresan geçmiştir. Bunlar hep sonun başlangıcıdır. Rusya’nın çöküşü Afganistan’la başlamıştır.

Güçlü adalete dayanmayan hiçbir devlet pâyidar olamamıştır. Ufukların efendisi olan Osmanlı Devleti’nin temelinde adalet vardır. O sebeple 623 sene yaşamıştır.

Tanrı Türk’ü Korusun.
 

Orkun'dan Seçmeler