Ana Sayfa 1998-2012 Kafkasların ve Türkistan’ın stratejik önemi

Kafkasların ve Türkistan’ın stratejik önemi

Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Nahçivan ve İran Azerbaycanı’nın yer aldığı coğrafî bölgeye genel adlandırmayla Kafkasya denmektedir.

Kafkasya’nın coğrafî konumuna baktığımız takdirde; buranın, Avrupa-Afrika-Asya eski kara kütlelerinin arasına girmiş olan ve 5000 km kıyı uzunluğu bulunan Akdeniz, Adalar Denizi, Boğazlar, Marmara Denizi, Karadeniz ve Azak Denizi gibi birbirine bağlı iç denizlerin oluşturdukları bir su koridorunun doğu ucunda olduğu görülmektedir. Aynı zamanda, Hazar Denizi ile de doğuya sokulmuş ve bağlanmış bir konumda bulunduğunu bilmekteyiz.

Ayrıca, Fırat ve Dicle ırmakları da bu koridoru ortaya çıkaran Hazar Denizi ile Karadeniz ve Akdeniz’in Hint Okyanusu’na kolaylıkla bağlanmasını sağlayacak bir vaziyet ve istikamete sahip bulunmaktadır. Bu durumda Kafkasya, kuzey-güney ve doğu- batı yollarının birleştiği bir bölge oluyor demektir.1

Kafkasya, geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini korumaktadır. Kafkaslar, bulunduğu yer itibari ile, Türkistan’ın ve Hazar Havzası’nın zenginliğinin taşınması bakımından Avrupa ile Asya arasında Anadolu’ya ulaşan bir köprü vazifesi görmektedir.

Öte yandan, Kafkasya, petrol, doğalgaz gibi birçok stratejik maden ve enerji kaynakları yönünden de zengin durumdadır. Şu anda, dünyanın süper güçleri olan ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, Çin gibi ülkeler, başka kaynaklar bulamadıkları takdirde, petrol kaynaklarının bol olduğu Kafkaslara yönelecektir. Bu durum, bölgenin huzurunun kaçmasına sebep olacağı gibi, kanlı çatışmaları da beraberinde getirecektir. Zaten son zamanlarda, ABD ile Rusya Federasyonu arasındaki mücadele Gürcistan’daki darbe ile kendini göstermiştir.

Bugün SSCB dağılmış durumdadır. Ancak, ABD. Avrupa ve Japonya’nın Kafkasya’ya ilgi ve bağımlılıkları devam etmektedir. Çünkü, gelişmiş olan bu süper güçler sanayilerinin gücünü koruyabilmek ve sürekliliğini sağlayabilmek için ucuz ve kaliteli petrole kavuşmak zorundadırlar.

Bu devletlerin mevcut ihtiyaçlarını sağlayabilecek en yakın bölgelerden birisi Kafkasya, diğeri ise, dünya petrol rezervinin % 60-65’ini elinde bulunduran Ortadoğu ülkeleridir.

Çarlık Rusyası ve SSCB’nin dış politikalarının ortak hedefi açık denizlere inmek ve böylece egemen bir güç olarak dünyaya hükmetmektir. Bu durumda dikkati çeken İsmail Berkok ise şöyle söylemektedir: “Rusya eğer Basra Körfezi’ne inebilse, kendisine uygun bir konum kazanmış olacaktır.”

Kafkasya, Rusya’yı Basra Körfezi’ne indirecek en kısa yolun başındadır. Bundan başka, Kafkasya mihverinin çevresindeki ülkeler, özellikle Basra Körfezi Havzası da bir çok kaynakları ihtiva etmektedir. Bu suretle Kafkasya’nın önemi, geçmişe nazaran daha da artmaktadır.2

TÜRKİSTAN’A GELİNCE

Türkistan’ın da Kafkasya gibi stratejik önemi çok büyüktür. Türkistan, Orta Asya’da bulunmakta olup batıda Hazar Denizinden, doğuda Altay Dağlarına, güneyde Karakum Dağları ve Horasan’dan, kuzeyde Ural Dağlarıyla Sibirya’ya kadar uzanan geniş bir alandır.3

Merhum Zeki Velidî TOGAN hocamızın yaptığı araştırmaya göre 5 milyon km2’den daha fazla bir alan kaplamaktadır. (5.340.066 km2) Bu yüzölçümü ile Türkistan, eski SSCB topraklarının % 20’den fazlasını teşkil etmektedir. 15 Sovyet Cumhuriyetinden 5 tanesi (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan) Türkistan’dadır.

Türkistan, aynı zamanda alan itibariyle Avrupa kıtasının yarısına, Türkiye’nin yüzölçümünün ise 7 katına eşittir.

Azerbaycan’ın yer aldığı Kafkasya, tarih içinde Asya-Avrupa arasında bir geçiş kanalı olmuştur. Türkistan ise, bu kanalın başındaki köprü konumunu korumaktadır. Bu konum, gerek kuzey, gerekse güney Asya ülkelerini Avrupa’ya bağlamak açısından çok önemli bir yoldur.

Türkistan, Tatar Başkurdistan, Sibirya, Çin (Çin hâkimiyetindeki Doğu Türkistan), Pakistan, İran ve Kafkasya ile ortak olan bir coğrafya üzerindedir. Türkistan’a komşu olan bu ülkeler 33 milyon km2 büyüklüğündedir.

Bu ülkeler, Türkistan’ın 5 milyon km2 den fazla bir alanı ile çok büyük coğrafî bir saha oluşturmaktadır. Türkistan’dan Avrupa’ya ve Ortadoğu ülkelerine kolay ve kısa yollardan ulaşılabilir.

Türkistan’ın coğrafî konumunun yarattığı stratejik öneminin dışında, bu bölgenin askerî açıdan da önemi çok büyüktür. SSCB komşu ülkelere karşı kullanmak üzere Türkistan’da iki üs kurmuştu. (Afganistan’ın işgalinde buradaki üs’ten yararlanmıştır.)

Bu askerî üs’ler ile çevredeki geniş alanlar kontrol altında bulunmakta, gerektiği hallerde yapılacak askerî operasyonlar, bu üs’ler tarafından plânlanıp uygulanmaktadır. Her iki askerî üs de modern silâhlarla donatılmış olup, Sovyet askerî idaresi tarafından da vurucu gücü çok yüksek olarak ifade edilmektedir.4

Türkistan, morfolojik ve morfometrik durumu sebebiyle (Çok geniş, değişken bir arazi olması stepler, dağlar, ovalar, vadiler vb) Sovyet ordusunun her çeşit ve her miktarda savaş araç ve malzemelerinin rahatça korunabileceği büyük bir depo olarak dikkati çekmekteydi.

Türkistan’ı oluşturan cumhuriyetlerden biri olan Kazakistan, nükleer güç deposu durumundadır. Üstelik 20 milyona yakın nüfusu ile Rusya, Ukrayna ve Özbekistan’ın ardından dördüncü sıradadır. Ayrıca büyük bölümü bozkır ve kuzeyde çöl olan toprakları yer altı zenginlikleri bakımından iştah kabartıcı olarak durmaktadır.5

Kazakistan’ı diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine oranla, uluslar arası politikada çok önemli kılan hususların başında, eski SSCB’nin nükleer silâhlarını devralan dört cumhuriyetten (öbürleri Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Ukrayna) birisi olmasıdır. Nükleer silâh sahibi dünyadaki tek Türk devletidir.

Bunlarla birlikte, emek faktörünün temeli olarak görülen nüfus, Türkiye’de olduğu gibi Türkistan’da da olumlu bir yapı sergilemektedir. Türkistan’daki Türk cumhuriyetleri nüfus yönünden güçlü durumdadırlar ve nüfusları her geçen gün artma temayülündedir. Ayrıca, buraların nüfusları genç ve dinamik bir yapıya sahiptir.

Sovyetler döneminde bu nüfus yapılarının değiştirilmesi için mecburî yer değiştirme ve kolonizasyon politikaları takip edilmiştir. Rus ve Slav ırkı, “Büyük Sovyet Projesi” gereğince Türkistan’a ve Kafkasya’ya yerleştirilmişlerdir.6

Bunlara ek olarak Türkistan’ın zengin tabiî kaynaklarını da ekleyebiliriz. Türkistan’ın bulunduğu bu geniş sahalar fevkalâde zengin kaynaklara sahip bulunmaktadır. Bunların bazılarını şu şekilde sıralamamız mümkündür; Petrol, doğalgaz, kömür, krom, kurşun, çinko, altın vb gibi…

Özellikle petrol ve doğalgaz rezervlerinin çok fazla olması bölge ve dünya devletlerinin dikkatini çekmekte geç kalmamıştır.

Azerbaycan’da bulunan petrol rezervinin 3.3 milyar ton olduğu bilinmektedir. Hazar Denizi’ndeki yataklar da ilâve edilirse Kazakistan’daki petrol yatakları rezervinin 4.5 milyar tonu aşacağı tahmin edilmektedir. Türkmenistan’da ise rezervin 1 milyar tona yakın olduğu belirtilmektedir. Aynı şekilde Türkistan’daki diğer Türk Cumhuriyetleri de petrol rezervleri yönünden küçümsenmeyecek ölçüdedirler.

Türk Cumhuriyetlerinden en fakiri olan Türkmenistan, zengin doğalgaz yataklarına sahiptir. Türkmenistan’ın toplam doğalgaz rezervinin 21 trilyon m3 olduğu tahmin edilmektedir.7 Kazakistan’ın ise 2 trilyon m3 civarında doğalgaz rezervinin olduğu bilinmektedir.

Kömür bakımından da Türkistan çok zengindir. Bir fikir vermek için şunu belirtmekte fayda vardır: Muhtelif kömür madenlerinden sadece Kazakistan’daki Karaganda kömür ocağının rezervi 63m3 milyar ton olarak belirlenmiştir. 1947’de, Turgay vilâyetinde yeni bir kömür ocağı keşfedilmiş ve rezervinin tahminen 53 milyar ton olduğu bildirilmiştir. Aynı şekilde Ubagan kömür ocağı 40 milyar tona yakın kömür rezervine sahiptir. Muhtelif yerlerdeki rezervi fazla olmayan kömür ocakları ile birlikte Türkistan’da, 80’den fazla kömür ocağı mevcuttur.8

Orta Asya Türk CUmhuriyetleri’nin yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından oldukça zengin olması ve buna karşılık, dünyanın çoğu yerinde bu kaynakların tükenme noktasına gelmiş olması, bölgeyi, gerek hammadde gerekse sanayi ürünleri bakımından çok önemli bir pazar durumuna getirmektedir.

Günümüz savaşlarının toprak ilhakından daha çok, pazar ilhakına dönüştüğü dikkate alınırsa, BDT’yi oluşturan cumhuriyetlerin dünya siyasetini belirleyici rolleri daha iyi anlaşılacaktır.

Bu denli stratejik önemi bulunan cumhuriyetlerin, dünya siyasetinde söz sahibi ülkeler ile söz sahibi olmaya aday ülkelerin sürekli ilgi alanları içinde kalacağı ve Türkiye’nin de bu süreç içinde roller üstleneceği açıktır.

Türkistan, ziraat bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır. Burada birtakım imkânsızlıklara rağmen çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirilmektedir. Tarım ürünlerinin başında şeker pancarı, mısır, pamuk ve pirinç gelir.

Türkistan, Sovyet pamuk üretiminin % 95’ten fazlasını, ham ipeğin % 75’ini, meyvenin % 60’ını,, pirincin % 65’ini ve Karakul Kürkü’nün % 100’ünü üretiyordu. Bu bölge ayrıca, eski Sovyet Rusya’nın üçüncü mısır evi olarak da bilinmekteydi. Fakat, bağımsızlık sonrası üretimde büyük oranda değişiklikler olmuştur.

Türkistan hayvancılık bakımından da çok elverişli şartlara sahiptir. Özellikle Kazakistan’da geniş çayır ve otlaklar eski Sovyet Rusya’nın hayvancılık ekonomisinde çok önemli bir yer tutmuştur. Çünkü, SSCB’deki tüm çayırların 1/4’ü Kazakistan’dadır. Buralardaki otlaklar eski Sovyet Rusya’daki tüm otlakların % 45’ini oluşturur.9

İnsanlık tarihi boyunca jeopolitik önemini korumuş olan Kafkaslar ve Türkistan, medeniyetlere beşiklik ettiği gibi, muhtelif zenginlikleriyle de her zaman ilgi odağı olmuştur. Bahse konu olan bu bölgeler, stratejik önemleri, coğrafî özellikleri, çok çeşitli zenginlikleri ile de dünya tarihinde önemli roller oynamıştır. Saydığımız birçok sebepten dolayı, Kafkaslar ve Türkistan’ın önemi hiçbir zaman kaybolmayacağı gibi, her geçen gün daha da artacaktır.

DİPNOTLARI

1- BERKOK, İsmail-Tarihte Kafkasya, İst. Mat. İst. 1958, sh.12

2- Mütercimler, Erol-21.yy’ın Eşiğinde Uluslararası Sistem ve Türkiye Türk Cumhuriyetleri İlişkileri Modeli. Yön Matb. İst. 1993, sh.37

3- HAYİT, Baymirza, SSCB’deki Türklüğün ve İslamın Bazı Meseleleri, TDAVY, İst. 1987, Sh.124

4- ULUDAĞ, S.Memedof- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Devletlerinin Sosyo-Ekonomik Yapıları, TOBBY, Ank. 1992, sh.48

5- HAYİT, Baymirza-age, sh.124

6- HAYİT, Baymirza- age, sh.64

7- TOGAN, Z.Velidî- Türklüğün Mukadderatı Üzerine, Yağmur Y. İst.1977, Sh.62

8- Erol, Seyfettin- Türk Birleşik Devletleri, İrfan Y. İst. 1999, sh.208

9- TOGAN, Z.Velidi- age, sh.62

 

Orkun'dan Seçmeler