Büyük Türkçü İsmet Rasin Tümtürk’ün adını ilk olarak 1944 yılında Türkçü’lere karşı başlatılan Moskof seferi ile duydum. 6 Ekim 1950’de yeniden neşredilen ORKUN Dergisi’nin sâhibi ve neşriyât müdürü olması sebebiyle, Türkçülük hakkındaki fikriyâtını dergide yayınlanan makâleleriyle öğrenmeye başladım. Aslında 1950 yılı benim, Türkçülüğü ilmen öğrenmeye başladığım yıl olmuştur. Bu öğrenimin, aynı yıl yeniden hocalığa başlayan Atsız Beğ’le ve Orkun Dergisi’yle hızlandığını inkâr edemem.
Bizzat Atsız Beğ’in ağzından ve Orkun Dergisi’nden 1944 harekâtının iç yüzünü öğrendikçe şaşırıyor, Türk’ün Türk’e karşı yürüttüğü bu seferberliğe akıl erdiremiyordum. Kısa bir süre sonra idrâk ettim ki sefer Türk’e karşıydı ama Allah’tan seferilerin en büyük kısmı Türk değildiler.
1944 harekâtında Türk tarafının başında şübhesiz Atsız Beğ vardı. Harekâtın ikinci adamı ise kanâatimce İsmet Beğ idi. Aradan geçen yarım asra rağmen bu kanâatimde en ufak bir değişiklik olmamıştır.
İsmet Tümtürk’le 1953 yılında tanıştım. 1962 yılındaki Türkçüler Derneği kurma teşebbüsümüzdeki yakın mesâimiz neticesinde birbirimizle amca olduk. Burada şunu da belirteyim ki Türkçüler arasında AMCA olmak, AMCA’lık mertebesine gelebilmek öyle sıradan bir iş değildir.
İsmet Tümtürk’ün ikinci bir adam olarak içinde bulunduğu 1944 harekâtı hakkında, yine yarım asra yaklaşan zamân içinde değişmeyen bir başka kanâatim daha vardır: 1944 ihtilâli, 639 Kürşat İhtilâli ile eş değerdedir. Aralarında çok az farklılıklar vardır. Birincisi devleti diriltmek ve kurtarmak için, 40 yiğit kişi ile, silâhlı olarak vuraşarak, şehâdet bahâsına, ikincisi ise yine devleti diriltmek ve komünizmden kurtarmak için, bu defâ 23 yiğit kişi ile, silâhsız olarak, vuruşmadan, istikbâllerin fedâ edilmesi bahâsına yapılmışlardır. Her iki ihtilâlin de (silâhlı, silâhsız, vuruşarak, vuruşmayarak, şu kadar yiğitle, bu kadar yiğitle olmaları bir yana) amaçları aynıdır. Türk Târihi’nde bu ikisinin dışında bunlara benzeyen bir üçüncü ihtilâl yoktur. İsmet Rasin Tümtürk’ün diğer insan üstü meziyetlerini bir yana bıraksak bile (ki bu meziyetler Türkçüler’de tabii olarak bulunması gereken asgari değerlerdir) 639’daki Kürşat ayaklanmasının eş değerinde olduğunu kabul ettiğim 1944 harekâtının ikinci adamı olması, adının Türkçülük Târihi’ne altın imlerle geçmesi için yeterlidir.
Burada keder vardır, tasa vardır, yas vardır. Tesellimiz odur ki, Tanrı Dağı, Tanrılar, Tanrılaşanlar Dağı’ndaki Türk Uçmağı’nda kesinlikle düğün vardır, şölen vardır, toy vardır.
Türk Uguşu sağolsun… Tanrı Türk’ünü korusun.
KIT’a
Gerçek budur ki İ’smet Kürşat boyundan indi
Kürşat’la akrabalık kırkdört’de belgelendi
Pir indi cevherinden târih-i mevti oldu
İ’smet Rasin Tümtürk Uçmak’la müjdelendi
(Hicri 1418)