Ana Sayfa 1998-2012 “Hayatımın Kıymeti Kalmadı”

“Hayatımın Kıymeti Kalmadı”

ERMENİ İFTİRALARININ MAĞDURU ŞEHİT VALİ REŞİT BEYİN AİLESİNE YAZDIĞI SON METUP: “HAYATIMIN KIYMETİ KALMADI”

Her yıl haklı olarak Ermeni iftiralarıyla haksız yere idam edilen Boğazlıyan kaymakamı Kemal Bey’i hatırlar; İstanbul ve Boğazlıyan’da ihtifal yapar da, ondan önce aynı alçak iftira ile yıllarca hizmetinde bulunduğu devletinin ihanet ve nankörlüğüne uğrayarak Ermeni tazılarına teslim olmamak için intihar eden şehit vali Reşit Bey’i unuturuz. Şimdi o büyük vatan evlâdını rahmet ve şükranla anarken, hariciyemizin güzide mensubu ve şuurlu bir tarihçi olan Bilal Şimşir’in MALTA SÜRGÜNLERİ eserinden ona ait hikâye ve mektubu alıyorum:

“… Padişah Hükûmetiyle İngilizler durmadan kara listeler hazırlarlar. Amerikalılarla Fransızlar bile liste hazırlamadan edemezler. Listelerde geçenlerin çoğu tutuklanır. Tutuklanmamış olanlar aranmaktadır. Bekir Ağa Bölüğü tıklım tıklım dolmuştur, bundan sonra ne olacaktır?

MİLLÎ ŞEHİT

“8 Nisan 1919 günü, ilk kez, bir Türk savaş suçlusu” aleyhinde İDAM hükmü verilir. (KÜRT) Mustafa Nâzım Paşa’nın Harp divanı, Bekir Kemal Bey’i (1884-1919) ölüm cezasına çarptırır”(*) (s. 87) ve idam edilir. Bu millî şehidimizin ölümü ve konuşması birçok hikâyede ve tarih kitabında anlatıldığı için, ben Kemal Beyden 72 gün önce “Gaflet , dalalet ve hıyanetin” ilk şehidi olarak intihara sürüklenen zamanın Diyarbakır Valisi Dr. Reşit Bey’in hikâyesini bu tarihî belgeden aktaracağım; çünkü bu vatansever vali Ermeni tazılarının ne yapacağını önceden bilip, kendisinden 72 gün sonra idam edilen Kemal Bey’in durumuna düşmemek için intihar etmiştir:

“ “İLK MİLLÎ ŞEHİT

“25 Ocak 1919 günü, Bekir Ağa Bölüğünde bir olay patlak verir. İlk tutuklulardan eski Diyarbakır Valisi Dr. Reşit Bey, cezaevinden kaçmayı başarır. Olaya büyük siyasî önem verilir.

Ermeni sürgününden sanık olarak yakalanan Dr. Reşit Bey, ilk İttihatçılardandı. Daha Tıbbiye sıralarındayken gizlî ihtilâl örgütüne katılmıştı. Meşrutiyet ilân edilince asıl mesleği doktorluğu bırakıp politikaya atılır, idareciliği seçer. Vali olarak Diyarbakır’a gönderildiği zaman, orada ihtilâl (Ermeni isyanı) kazanının patlama noktasına vardığını görür. Van, Bitlis vilâyetlerinin yarısı, RUS İŞGALİ’ne düşmüştür. Bölgede halk heyecan içindedir. Yerli ERMENİLER, SİLÂHLI ÖRGÜTLÜDÜRLER. Korkunç bir ihtilâl ya da ihanet hazırlığını tamamlamışlardır. Vali bilinçli ve ülkücüdür. Evlerde arama yaptırır. Kendi deyimiyle “BİR ORDUYU HAVAYA UÇURMAYA YETECEK KADAR SİLÂH” ve cephane ele geçirir. Ermenilerin bu yaman ihtilâl ÖRGÜTÜNÜ gözleriyle görür. “BU ÖRGÜTÜ OLDU/U GİBİ BIRAKIRSAK ÇOK GEÇMEDEN ANADOLU’DA TÜRK’Ü MUMLA ARAYACA/IZ” diye düşünür. Kendi kendine “Hey REŞİT!.. Hey Dr. Reşit, der, ORTADA İKİ İHTİMAL VAR: YA ERMENİLER TÜRK’Ü TEMİZLEYECEKLER YA DA TÜRKLER TARAFINDAN TEMİZLENECEKLERDİR”.

Tehcir Kanunu çıkarılıp, Ermenileri Anadolu dışına sürme emri gelince de vali, Dr. Reşit Bey, Diyarbakır bölgesinde bu emri uygular. Bunu Anadolu’yu kurtarmak inancıyla yapar. (Yakın tarihimiz (C.2, s. 339-341, 363-365) (*) (s.53)

“Dr. Reşit Bey Ocak 1919’da İstanbul’da yakalanıp, Bekir Ağa Bölüğüne gönderilir. Ama bu eski İttihatçı, kaçmanın bir yolunu bulur. İlk kez o namlı cezaevinin çemberini kırar.

“İstanbul’daki İngiliz yüksek komiseri, idam ettirmeyi umduğu Dr. Reşit Bey’in Bekir Ağa Bölüğünden kaçtığını duyar duymaz, küplere biner. Baş tercümanı ve ikinci müsteşarı Mr. Ryan’ı hemen sadrazam Tevfik Paşa’ya yollar. Bunu şöyle anlatır:

“Ermeni kırımına en çok karışmış ve Türk hükûmetince yakalanmış olan eski Diyarbakır Valisi Reşit Bey, 25 Ocak günü cezaevinden kaçtı. Bunu duyar duymaz Mr. Ryan’ı hemen sadrâzama gönderdim ve şunları söylettim: Olayı pek vahim görmekteyim. Bu, yalnız Türk hükûmetine karşı değil, aynı zamanda İtilâf devletlerine karşı bir meydan okumadır… Ermeni kırımı İngiltere’de duyulduğu zaman İngiliz devlet adamları ilgili kişilerin sorumlu tutulacaklarını uygar dünyaya vaadetmişlerdi. İngiliz hükûmeti sözünü yerine getirmeye kararlıdır. Reşit Beyin kaçışını, küçük memurların gevşekliğine bağlamak yararsızdır. Bu bir Türk oyunudur. Hükûmet üyelerinin kendileri de sorumluluktan kurtulamazlar… Calthorpe” (*) (s.54)

(Biz başka bir inceleme yazımızda “ERMENİ KIYIMI, ERMENİ SOY KIRIMI” sözlerinin mucidi ve iftiracısının İngilizler olduğunu ele alacağız).

Şimdi Bilal Şimşir’in Malta Sürgünleri eserinden Dr. Reşit Beyle ilgili kısımları okumaya devam edelim:

“Amiral Calthorpe, aynı telgrafının gizli bölümünde, sadrazam ve içişleri bakanının, Reşit Bey’i yeniden yakalamak için ellerinden geleni yapacaklarını Londra’ya anlatır. Padişahın gittikçe ürkekleştiğini, kendisini destelemek gerektiğini söyler. (*) (s.54)

“İtilâfçı İstanbul basını, Dr. Reşit Bey’in kaçışını İttihat ve Terakki’nin bir tertibi olarak görür. Hükûmete karşı saldırıya geçer. Sorumluların en sert biçimde cezalandırılmalarını ister.

“İstanbul polisi seferber edilir. Reşit Bey’in deyimiyle, “ERMENİ TAZILARI” da polise katılır. Bu sıkı arama sırasında, Reşit Bey, dost bildiği kimselerin evlerinde pek barınamaz. Anadolu’ya geçmek ister. Ama bu düşüncesini gerçekleştiremez. Dostları kendisine teslim olması için öğüt verirler. Sinir krizleri geçirir. Saklandığı evden dışarı çıkar:

“Pek sevgili refikam ve çocuklarım,

Firarımdan dolayı… Muhafız Paşa ile Polis müdürü bütün şiddet ve kuvvetleriyle beni arıyorlar. ERMENİ TAZILARI da bunlara iltihak etmişlermiş. Gayretsiz ve hissiz bazı dostlarımızın ihmali, programımı sekteye uğrattı.

“Utanmadan teslim olmaklığımı tavsiye ediyorlar. Neticeyi karanlık görüyorum. Yakalanıp hükûmetin oyuncağı, düşmanlarımın eğlencesi olmamak için, son dakikada intihar etmek fikrindeyim. Rövelverim bir dakika yanımdan ayrılmıyor ve hazırdır. Hayatımın bence hiçbir kıymeti kalmadı.

“Bir müsait vakitte MİLLETİME SON VAZİFEMİ YAPAR ve HAYATIMIN BAKİYYESİNİ TAMAMİYLE SİZE HASR VE TAHSİS EDERİM ÜMİDİYLE YAŞAMAK İSTERDİM. İstikbalinizi düşünemedim. Herkes beni Ermeni malı ile zenginleşmiş biliyor. HALBUKİ SİZİ TEMİN-İ MAİŞETTEN ÂCİZ BIRAKIYORUM. Bu da talihin bir cilvesi… (Nakleden Celâl Bayar-Ben de yazdım, C.5, s.1524) (*) (s.55)

“İngiliz yüksek komiseri, Dr. Reşit Bey olayının böyle bir dramla sonuçlanmasından memnun kalır.” (*) (s.56)

Türk’e karşı kan dâvası güden “Ermeni soy kırımı” mucidi İngilizlere ve kindar Ermenilere karşı ilk kurban verilmiştir

 

Orkun'dan Seçmeler