Ana Sayfa 1998-2012 GEREĞİNİ MİLLET Mİ YAPSIN?

GEREĞİNİ MİLLET Mİ YAPSIN?

Gün olmuyor ki ülkemizin güney-doğusundan bir askerin, bir polisin, şehit veya yaralanma haberi gelmesin! Neredeyse otuz yıla yakın bir zamandır üstü örtülü bir şekilde bazı dış güçler, içerideki hainleri de kullanarak, Türk Devleti’yle savaşıyorlar. Bütün bu olaylar terörizm olarak adlandırılıp, geçiştirilmeye çalışılıyor. Türkiye’mizin şehit vermeyen ili, kasabası hatta köyü kalmadı.

Bu vatan evlâdının ölüm haberleri televizyonlarda, gazetelerde bir gün haber oluyor, ertesi güne unutuluyor. Ateş düştüğü yeri yakar misâli, kimse başına böyle bir acı gelmeden işin vahametinin farkına varamıyor. Çocuklarımız, gençlerimiz, gözümüzden bile kıskandığımız biricik evlatlarımız haince saldırılarda katlediliyorlar. Eskiden aileler çocuklarını askere ülkemizi dış düşmanlardan korusun, vatanımız güvencede olsun diye gönderirlerdi. Şimdi, içimizdeki bir kısım vatan hainine karşı askerlik yapıyoruz.

Güvenlik güçlerimiz peki ne durumdalar? Bu işlerin faillerini ya yakalayamıyorlar veya yakalasalar dahi bunlar 3-5 sene içerisinde ellerini kollarını sallayarak, dışarı bırakılıyorlar. Ya da Marmara’da meşhur bir adada misafir edilen şahıs gibi el üstünde tutuluyorlar. Bilmem nedendir? Almanya’nın Badermeinhof’u veyahut İtalya’nın Kızıl Tugayları’nın başına geldiği şekilde bunların kökü kazınmıyor?

Devletin güvenliğinden sorumlu kuruluşları sürekli, yok teröristler Kuzey Irak’ta, yok Suriye’de, yok İran’daymış falan-filan diye beyanat veriyorlar. Buralara operasyonlar yapılıp, ortadan kaldırılacaklarmış. Bırakın efendim bunları. Teröristler TBMM’deler, hainler bazı illerin belediyelerinin başında, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi gibi okulların içindeler. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi dedik de, bir meseleyi daha burada izah etmekte fayda görüyoruz. Türkiye’de sözde öğrenci olaylarının gündeminde olan üç-dört üniversite ya da fakülte bulunmaktadır. Bunlar, işte İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi vs. Buralarda bölücülerin üs olarak kullandıkları birkaç okuldan birisi de Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’dir. Bu arada şunu da belirtelim ki, basına sağ ve sol çatışması diye yansıtılan olayların bununla da ilgisi yoktur. Mücadele ülkesini sevenlerle (sağ-sol ayrımı olmaksızın), hainler arasındadır. Neden Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi? Çünkü o Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk tesis edilen eğitim müesseselerinden birisi ve bizatihi Cumhuriyetimiz’in bânisi Mustafa Kemal Atatürk tarafından, milletlerin hayatında dil ve tarihin ne denli önemli olduğuna binaen kurulmuştur. Dolayısıyla Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türklüğün, Cumhuriyet’in, bağımsızlığın ve millî iradenin kendisidir. Buradaki olumsuzluklar ve anarşi, doğrudan doğruya Cumhuriyet’i ilgilendirir. İşte bu fakültede 15-20 yıldır insanlar, öğrencisinden, hocasına kadar diken üzerinde tutuluyorlar. Bir grup bölücü, fakültede her istediğini yapmakta, amfileri basmaktalar, öğrencileri dövmekte, hocaları sindirmektedir. Türk çocukları güvenlik güçleri olmadan sınavlara giremiyorlar. Acaba bütün bunları Türk kamuoyu biliyor mu? Bu olayların müsebbiplerinin kimler olduğu ortada iken, üniversite yönetimleri herhangi bir cezaî uygulamada bulunmadıkları gibi, birtakım satılmış basın mensubu tarafından bölücülük yapanlar mağdur, saldırıya uğrayanlar olarak gösterilmektedir.

Sözün kısası, Anadolu’da yüreklerde ateşler yanıyor, volkan patlamak üzere. Cümlelerimiz kesinlikle yanlış anlaşılmasın! Ülkemizde insanlarımızın karşı karşıya gelmesini, birbirine silâh sıkmasını asla arzu etmeyiz. Ama millî bütünlük, devlet bekası, iç huzur için şuna-buna bakmadan bazı ağaçların budanması gerekiyorsa, kimseden korkmadan ve çekinmeden devlet bunu üstlenmelidir.

 

Orkun'dan Seçmeler