Toplama kafalar, kendine özgü kesin bir çizgisi, ideolojik ve felsefî duruşu, ayakları yere basan sabit bir bakış açısı olmayan kafa yapılarıdır. Her düşünce sisteminden parça parça bir şeyler alıp yerine ve zamanına göre kullanma eğilimi gösterirler. Ortalama akla hitabeden, bütün keskin ve köşeli yanları törpülenmiş, konulduğu her kabın şeklini alabilme potansiyeline sahip, kendine geniş hareket alanları açan bir kafa yapısı… Farklı farklı eğilimleri bir kafa altında toplayan bu yapı, bir dönemin dört eğilim saçmalığıyla da bire bir örtüşmektedir. Dört tarafı da renksizleştiren bu yapı, yığınların depolitize olmasını içinde barındırır. Herkese incik boncuk dağıtan bu toplama kafa yapısı, zaman zaman kontrollü istikrarsızlığı ve yönetilemezliği de yüzümüze dayatmakta. Burada tehlikeli olan taraf olmak değil, bütün tarafları bir potada er ritip anlamsızlaştımaktır. İdeolojik duruş sahibi veya felsefesi olan, hareketlerin kitlleselleşme sürecinde yaşadığı kimlik çatışmaları ve yaşanılan bütün bu anlam kaymaları herkesi bir kez daha düşündürmeli. Aslında doğaları gereği bir araya gelmesi imkânsız insanların ortak çıkarlar etrafında birleşip bir şekilde ülke yönetiminde etkin söz sahibi olmaları ciddî devlet geleneğine sahip ülkeler için ciddî zaaflar oluşturur.
Bazı absürd resimler vardır, bu resimlerde insanın ya kafası büyüktür ya ayakları.. Hiç bir zaman kendi doğasıyla uyum içinde değildir. Toplama kafalarla ideolojik yaklaşımları ittifaklar içine soksanız da, bunlar içten içe derin bir çatlağı, derin bir çatışmayı sürdürecektir.
Her ne kadar bu toplama kafalarla günü kurtarmak mümkün olsa da bizler sağlam bir kafa yapısıyla geleceği kurmanın argümanlarını geliştirmeliyiz. Bir elimizde günü kurtarmak, öbüründe geleceği kurmak. Belki kalabalıkların tercihi günü kurtaracaktır. Oysa seçkin kafaların geleceği kurma zorunluluğu hep ortada duracak.. Bizim seçkin kafalara sunacağımız çözüm önerimiz ne?
A- Toplama kafayla seçkin kafa arasında kesin ayrımlar koymalı, bu ayrımlara göre kafa yapımızı yeniden organize etmeliyiz. Ortalama akla hitab etmeye başladığımızda kendimizi yeniden gözden geçirme vaktimiz gelmiş demektir.
B- Her düşünce sisteminin kendi içinde faydalı ve zararlı yanları vardır. Hepsi de kendi bütünlüğü içinde düşünülmeli.. Farklı düşünce sistemlerinin faydalı yanlarını alıp zararlı yanlarını atarak ortaya zararsız bir düşünce sistemi koyamazsınız. Çayınıza hem şeker hem tuz katmakla farklı ve yeni bir tad oluşturabilirsiniz, fakat böyle bir çayı içmek de sizin tercihinize kalmıştır.
C- Toplum ve siyaset mühendislerinin toplama kafalarla üreteceği politikalar sadra şifa olmaktan uzaktır. Yapılması gereken avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte bütünlüklü projeler üretip uygulamaya koymaktır, yani milliyetçiyseniz milliyetçi bir proje, sosya demokratsanız sosyal demokrat, bir proje, liberalseniz liberal, islamcıysanız İslâmcı bir proje.. Doğası gereği aralarında kan uyuşmazlığı olan düşünceleri ittifaklarla bir araya getirmeye çalışmak sakat bir kafa yapısının ürünüdür.
Bize göre liberal-sol, milliyetçi-sol, muhafazakar demokratlık, ılımlı İslâm, gibi tanımlamalar zorlama, eklemleme ve yapıştırma tanımlamalardır. Sağdan soldan devşime akıllarla kullanışlı bir yönetim sistemi kuramazsınız.
Hûlasa-i kelâm, Türkiye’ye istikamet verip bir yerden bir yere taşımak toplama kafaların yapacağı iş değil…
Umut BULUT