Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ Çatışmasının Tanzimlenmesinde
Haydar Aliyev’in Diplomasi Yöntemi
Özet
Bağımsızlığının ilk günlerinde Azerbaycan, Ermenistan’ın toprak iddiaları neticesinde meydana çıkan Dağlık Karabağ çatışması ile karşılaştı. Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ münakaşasının tanzimlenmesi ve ülkenin toprak bütünlüğü prensibine uygun olarak halledilmesi için uluslararası desteğe ihtiyaç vardı.
Devlet Başkanı Haydar Aliyev, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının uluslararası seviyeye çıkarılarak problemin halledilmesi yolunda özel bir politik yöntem geliştirerek bunu gerçekleştirmek için yoğun çalışmalarda bulundu. Bu politik yönteme uygun olarak ülkenin bağımsızlığını tehdit eden siyasî manevraları bozarak, aslında bu çatışmanın Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı toprak iddiasının neticesi olduğunu, inandırıcı şekilde bütün dünyaya anlattı. Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermenilerin Azerbaycan Devleti’ne karşı tecavüzlerinin uluslararası ayrılıkçılık hareketlerinin bir bölümü olduğunu ve bunun da ağır neticeler doğuracağını ortaya koydu. Haydar Aliyev, bu girişimlerin diğer ülke topraklarında da benzer problemlerin alevlenmesine sebep olacak tehlikeli bir hareket olduğunu gösterdi.
Büyük siyasetçi Haydar Aliyev’in siyasî yönteminin isabetli olduğunu zaman ortaya çıkardı. Bu siyasî çizgi İlham Aliyev’in takip ettiği siyasetin de ana omurgasını oluşturmaktadır.
***
Azerbaycan’ın, bağımsızlığını ilan ettikten sonra karşılaştığı en büyük problem Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışması ve Azerbaycan topraklarının işgal edilmesi meselesi idi. Yeni kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti Ermeni işgali probleminin çözümünde çok ciddi zorluklarla karşılaştı. Problemi halletmeye çalışan uluslararası teşkilatlardan biri olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) nın 1992 de Helsinki’de yapılan birinci zirve toplantısında, Azerbaycan’ı temsil eden heyet, bu meselenin gündeme alınmasına dahi muvaffak olamamıştı.2
Haydar Aliyev 1991-93 yıllarında Nahçıvan Muhtar Cumhuriyeti’nin meclis başkanı iken dönemin Azerbaycan yöneticilerine, Ermenilerin uluslararası âlemde Azerbaycan’a karşı yürüttükleri propaganda ve enformasyon savaşının tehlikeleri konusunda sık sık uyarılarda bulunarak, bunun getirebileceği menfî neticelerden haberdar etmişti. Maalesef, Ermeni propagandasına karşı vaktinde gerekli tedbirlerin alınmaması, Azerbaycan aleyhinde ağır neticelerin meydana gelmesine sebep oldu.
Dünyanın birçok yerinde toprak münakaşaları vardır. Ancak, Dağlık Karabağ problemini diğerlerinden ayıran özellik, onun belli siyasî kampanyaların yarattığı suni bir problem olmasındadır. Bu problemin derinleşmesi Ermenistan ve başka ülkelerde faaliyet gösteren teşkilâtların yanı sıra, Azerbaycan’nın istikrarını bozmak isteyen bir kısım büyük devletlerin hileli siyaseti ile bağlıdır.
Malumdur ki, bölgenin stratejik mevkiinin ve bölgede söz sahibi olmak isteyen diğer devletlerin aktif rol oynamalarının burada ciddi tesiri vardır. Politik manevralardan ustalıkla istifade eden Ermeniler ve Ermeni taraftarları, bölgede meydana gelen olayları uluslararası topluma çeşitli adlar altında, gerçeklerden uzak bir şekilde takdim ettiler. Öyle ki, onlar, Güney Kafkasya’da oldukça mürekkep olan siyasî vaziyeti bölgedeki etnik münakaşalar zemininde meydana gelen hadiselerle aynîleştirmeye çalışarak dünyanın fikrini olayların asıl mahiyetinden uzaklaştırdılar. Bu durumda Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının, ülkenin toprak bütünlüğü prensibine uygun olarak çözülmesine yardımcı olacak uluslararası desteğin temin edilmesi zarureti ortaya çıktı.
Kesinlikle denebilir ki, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ çatışması, Azerbaycan’ın bağımsızlığına alternatif olarak, ülkeyi tesir dairesinde tutmak isteyen devletlerin yarattığı problemdir. Bunu basiretle anlayan devlet başkanı Haydar Aliyev, Ermenistan’ın tecavüzünün önlenmesi, ülkenin ihlâl edilen toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesi ve işgalin sona erdirilmesi için takip edeceği siyasî çizgiyi belirledi. Buna göre Azerbaycan Hükûmeti bu devirde bütün gücünü evvelâ yeni kurulan Azerbaycan Devlet’inin dünyada tanınmasına, uluslararası nüfuzunun arttırılmasına, içtimaî, siyasî, iktisadi, kültürel ve diğer bütün sahalarında dünya birliğine entegre olmasına yöneltti.
Bundan sonra Dağlık Karabağ probleminin halledilmesi ile alakalı uluslararası kamuoyunun desteğinin kazanılması, bağımsız devlet kuruculuğunun bütün devirlerinde, Azerbaycan diplomasisinin karşısında duran en mühim vazifelerden biri oldu. Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının tanzimlenmesi prosesi gösterdi ki, bu meselenin halli, uluslararası kamuoyunu nazara almakla, nüfuzlu uluslararası teşkilâtların ve devletlerin desteğini elde etmekle, ısrarlı, yoğun ve geniş düşünülmüş diplomatik çalışmalar yapmakla mümkündür.3
Bu meselenin çözülmesi için Haydar Aliyev’in tespit ettiği ve ısrarla yürüttüğü diplomatik yöntem Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının bir dünya meselesi seviyesine çıkarılması ile alâkalı hususi konsept hazırlayarak bununla alâkalı belli vazifeleri yerine getirmek için kesintisiz siyasî faaliyetlerin yürütülmesi üzerine kurulmuştur.
Bu siyasî yöntem ile:
• Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasını Ermenilerin isteği doğrultusunda halletmeye çalışan ülkelerin tarafsızlaştırılması;
• Tarafsız devletlerin ise Azerbaycan’ı desteklemesi doğrultusunda çalışılması;
• Azerbaycan’ın bağımsızlığına yakınlık duyan ve onu müdafaa eden devletlerin, uluslararası teşkilâtların Azerbaycan ile daha sıkı alâka kurmaya yöneltilmesi;
• Onların Ermenistan’a baskı uygulaması için çok yönlü düşünülmüş uygun diplomatik ve siyasî işler yapmalarını ihtiva ediyordu.
Haydar Aliyev’in diplomatik yöntemi, Dağlık Karabağ probleminin tarihini, mahiyetini ve köklerini bütün yönleri ile açıklamaya, Azerbaycan’ın haklı sesini bütün dünyaya ulaştırmaya hizmet etti ve bu konda mevcut plan bilgi boşluğunu doldurdu. Bu problemin millî zemin esasında oluşan etnik bir çatışma veya insan hukuklarının ihlâli ile meydana çıkan bir iç harp değil, Azerbaycan’ın bağımsızlığına karşı sun’î olarak oluşturulmuş bir mânia ve Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı toprak iddiasının neticesi olduğunu inandırıcı şekilde bütün dünyaya açıkladı. Bununla birlikte Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermenilerin, Azerbaycan Devleti’nin buradaki hâkimiyetini tanımamakla uluslararası ayrılıkçılık hareketlerini tetikleyen ürkütücü, ağır neticeler veren bir oluşum hâline geldiğini ve diğer devletlerin de topraklarında benzer problemlerin alevlenmesine sebep olacak tehlikeli bir hareket olduğunu gösterdi. Dünya toplumlarının dikkatini, böyle tehlikeleri zamanında önlemenin zaruretine yönlendirdi ve yapılması gerekli olanların hayata geçirilmesi için Azerbaycan’ın Avrupa ve ABD’ye yaklaşmasını, bu devletlerle yakın ilişki kurmasını engelleyerek, önceki gibi bölge devletlerinin tesir ve nüfuz dairesine girmesini temin etmek için özel maksatla ortaya atılmış bir mesele olduğu düşüncesinden hareketle bu meselenin halli için uluslararası alemde geniş bir propaganda faaliyetine başladı.
Haydar Aliyev, MDB devlet başkanları Şurası’n ın 24 Aralık 1993 tarihli toplantısında, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı tecavüzünün halka çok ağır ve büyük sıkıntılar getirdiğini açık bir şekilde bildirdi ve bu tecavüze son verilmesini istedi.
Büyük siyasetçi Haydar Aliyev’in mektubu Beyaz Saray’da tezlikle etkisini gösterdi. ABD ve Rusya devlet başkanları, 1993 Ocak ayında, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışması ile alâkalı ortak açıklamada bulunarak problemi nizama koymak için AGİT’in Minsk Konferansı’nın âcilen toplanmasına taraftar olduklarını açıkladılar.
ABD, 1993 başlarında Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışması ile ilgili Ermenistan tarafını tutan onu çatışmada haklı gören birçok beyanat yaydığı, bu ülkeye hem manevî ve siyasî, hem de maddî yardım gösterdiği hâlde, Azerbaycan’a başka münasebet gösterirdi. 1993 yazında Haydar Aliyev’in devlet başkanı olması ile münasebetler değişti. Aliyev Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün, devlet bağımsızlığının ebedî ve vazgeçilmez olduğu düşüncesinin temin edilmesi ile alâkalı olarak Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının çözülmesi için yoğun çalışmalara başladı. AGİT in başkanları, Minsk Grubu’na dahil olan ABD, Fransa, Rusya Federasyonu eş başkanları, başka bir çok devlet hâdimleri ile görüşlerde ve konuşmalarda bulunarak Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasına dikkatleri çekmeyi başardı. Bu münasebet Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün temin edilmesi, işgal edilmiş toprakların Ermeni işgalinden temizlenmesi, bir milyondan çok kaçkın ve göçkünün ana yurtlarına dönmelerinin temini prensiplerinden ibaret oldu.
Haydar Aliyev’in Dünya ülkelerini ziyaretleri zamanı devlet ve hükûmet başkanları ve diğer kurumların yöneticileri ile muhtelif seviyeli görüşmelerinde Dağlık Karabağ çatışmasının sulh yolu ile ve hemen halledilmesine dair fikirleri, sohbetlerin ana konsunu teşkil etti. Birçok defa Fransa, Türkiye ve ABD’yi resmî davetle ziyaret eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı, görüşmelerin hepsinde Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ problemini uluslararası hukuk normlarına uygun şekilde halletmek teklifini ileri sürdü. Dağlık Karabağ’ın ve diğer işgal edilen toprakların sulh yolu ile azad edilmesi için bütün imkânları seferber etme meramını ortaya koydu.
1993 yılının ikinci yarısından itibaren takip edilen, geniş şekilde düşünülmüş, açık, ısrarlı ve prensipli siyasî çizgi, Aliyev’in siyasetinde devletin bağımsızlık ve güvenlik problemlerini uluslararası teşkilâtlar vasıtası ile Avrupa güvenliği fonuna çıkardı. Bu kurumların bölge sulhunun yerleşmesine tesir etmelerini hızlandırdı. Haydar Aliyev, Dağlık Karabağ çatışmasının çözülmesi meselesinde dikkat ve çabalarını özellikle uluslararası ve mahallî teşkilâtların çalışmalarına verdi. Böylece bu gerçeklerin dünyanın siyasî dairelerine ve dünya toplumuna anlatılmasına Ermenistan’ın mütecaviz olarak tanınmasına, Azerbaycan’ı destekleyen ülkelerin sayısının artmasına ve bu teşkilâtların toplantılarında problemin çözüm yollarına dair kararlar kabul etmelerine çalıştı ve buna da nail oldu.
Haydar Aliyev, devlet başkanı seçildikten sonra 1993 Aralık ayında yaptığı ülke dışına ilk resmî seferi Azerbaycan için başarılı geçti. Azerbaycan’ın BM Güvenlik Şurası’nın beş asıl üyesinden Fransa’nın devlet başkanının beyanatı, bütün dünyada yankı yaptı. Avrupa Birliği’nin, NATO’nun, AGİT’in ve başka uluslararası ve bölgesel kurumların aktif üyesi Belçika Krallığı, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışması probleminin çözülmesi meselesinde Azerbaycan’ı destekledi.
1994 Mayıs ayında ateşkes hakkında anlaşma imzalandı ve bu ateşkes şartlarına daimî olarak riayet edilmesi temin edildi.
ABD devlet kâtibi Kolun Paull’in, AGİT Minsk Grubu’nun eş başkanları ile görüşmesi esnasında Haydar Aliyev Dağlık Karabağ probleminin köküne temas etti. Bu münakaşanın ezelî Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’dan koparıp, kendi toprakları ile birleştirmeye çalışan Ermenistan’ın, Azerbaycan’a karşı toprak iddiaları ile alâkalı olarak ortaya çıktığını bildirdi. Aynı zamanda Dağlık Karabağ’da “Separatizm”in başlaması Ermenistan’ın silahlı kuvvetlerinin Dağlık Karabağ’ı işgal ederek, Dağlık Karabağ Muhtar Vilayeti’nin sınırları dışında askerî tecavüzde bulunarak Azerbaycan’ın yedi büyük vilayetini ele geçirdiğini, Azerbaycan Cumhuriyeti’ne çok büyük miktarda maddî ve manevî zarar verdiklerini açıkladı. Yine 1993 de BMT Güvenlik Şurası’nın kabul ettiği 4 kararın olduğuna dikkat çekti.
ABD prezidantı George Bush ile görüşmesinde Haydar Aliyev Azerbaycan’ın en büyük problemi olan Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının sulh yolu ile çözülmesi meselesi etrafında geniş fikir teatisinde bulundu. Azerbaycan’ın ayrılmaz parçası olan Dağlık Karabağ ile ilgili toprak iddiaları ileri süren Ermenistan’ın 1988 den itibaren askerî tecavüz neticesinde ülke topraklarının %20 sinin işgal edildiğini, bir milyondan fazla insanın uzun müddet çadırlarda ağır şartlar altında yaşadığını, Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından zaptedilen topraklardaki her şeyin tahrip ve talan edildiğini, şehir ve köylerin yerle bir olduğunu söyledi. Bu meselenin üç esas prensip üzerinden çözülmesinin önemli olacağını bildirdi.
Azerbaycan ve ABD, Dağlık Karabağ probleminin çözülmesi için uluslararası hukuk normlarına uygun kararlar almaya ve ilişkiler kurmaya hazır olduklarını beyan ettiler. Beyanatta, Azerbaycan Respublikası’nın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin toprağı olduğu tasdik olundu.
1994’de geçirilen Budapeşte zirve toplantısında, Haydar Aliyev Avrupa ve Dünyanın önde gelen ülkelerinin devlet başkanları ile görüşerek Dağlık Karabağ’da sulh yaratma projesinin devamiyeti üzre nihaî kararın kabul edilmesinde konsensusa nail olmak ve barış kuvvetlerinin firmalaştırılmasına yardım etmek hakkında devlet başkanları ile derhâl görüşmelere başlamak gibi vazifeleri yerine getirdi. Yalnız bir gerçeği kaydetmek lâzımdır ki, 1995-1996 yıllarında Haydar Aliyev üç defa Fransa’ya gitti. O görüşmelerinde Dağlık Karabağ çatışmasının nizamlanmasında uluslararası teşkilâtların ve dünya devletlerinin rolüne hususî değer vererek “ATEM”in sınır ve toprakların dokunulmazlığı prensiplerine Azerbaycan’ın daima taraftar olduğunu” bildirdi ve ayni zamanda uluslararası teşkilâtların, dünya siyasetinde büyük nüfuz sahibi devletlerin Ermenistan’ın işgal siyasetini önlemek için etkili tedbirler görmediğini teessüfle ifade etti.4
BM Güvenlik teşkilâtının Azerbaycan topraklarının işgali gerçeğine kayıtsız kalması Haydar Aliyev’in 22 Ekim 1995’de BM’in kurulmasının 50. yılı münasebetiyle gerçekleştirilen 36. toplantısında yaptığı açılış konuşmasında aksini daha keskin şekilde buldu. Bu konuşmadan sonra, Dağlık Karabağ konusunu BM genel sekreteri Butros Gali, yıllık değerlendirme planına aldı. Bu değerlendirmede tecavüz gerçeği kınanıyor ve çatışmanın hemen sulh yolu ile çözülmesi kesinlikle bildiriliyordu.
Haydar Aliyev, 1996 Ekim ayı başlarında Minsk Konferansı eş başkanları Valentin Lezinski ve Hayko Talvitiye başta olarak AGİT in temsil heyetini kabul ederken, Minsk Grubu’nun faaliyetini genel olarak olumlu değerlendirdini söyledi. Ancak üye devletlere, Minsk Konferansına ve devlet başkanlarına bir daha hitap ederek, onları çözüm için ek tedbirler görmeye çağırdı Haydar Aliyev; ne sulh, ne de savaş durumuna razı olmadıklarını, ateşkes rejimini sonsuz olarak devam ettirmenin mümkün olmadığını, Azerbaycan’ın Ermeni tarafının ne ülke, ne uluslararası birlik ne de AGİT için makbul olmayan şartlarını kabul etmeyeceklerini bildirdi.
1996 Ekim ayında, ABD Devlet Departmanti hususî bir açıklama yaparak, ABD’nin Dağlık Karabağ’da “başkanlık” seçimleri yapılması hakkında yayılan haberlerden çok rahatsız olduğunu bildirdi ve ABD Hükûmeti’nin Azerbaycan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklediğini kaydetti.
Bu beyanatta bir kaide olarak Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışması ile bağlı genel ifadeler kullanan resmî Washington’un Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemen devlet hukuklarını destekleyen mevkiini ilk defa açık ve prensip olarak açıkladı. Açıklama Ermeni lobisinin güçlü tesirine rağmen, ABD’nin artık Azerbaycan’la münasebette objektif ve uluslararası hukuk normlarına tam uygun bir mevkide duduğunu gösterdi.
1996 Kasım başlarında AGİT Parlamento Başkanı Havyer Ruperes’in başkanlık ettiği temsil heyeti ile görüşmeler esnasında H. Ruperes, Haydar Aliyev’e hitaben: “Azerbaycan bu bölgede ve dünyada ilk demokratik Müslüman ülkedir. Dağlık Karabağ probleminin başladığı andan itibaren siz bu meselenin sulh yolu ile halledilmesine taraftar oldunuz ve buna göre size minnettarız. Siz Azerbaycan’da ve bütün dünyada müstesna liderlik kabiliyetine sahip olduğunuzu gösterdiniz ve şüphesiz ki sizin bu kabiliyetiniz meselenin sulh yolu ile çözülmesi ile sonuçlanmasını sağlayacaktır.” demiştir.5 H. Ruperes: “AGİT Parlamentosu her hangi bir ülkenin toprak bütünlüğünün şüphe altına alınmasına hiçbir zaman taraftar olamaz. Çünkü bu, genellikle bizim prensiplerimize zıttır” dedi. Görüşmede Haydar Aliyev, AGİT Parlamentosu’nu Dağlık Karabağ meselesinde daimî olarak Azerbaycan’ın mevkiini müdafaa etmesini müspet olarak değerlendirdi ve Lizbon zirvesine kadar emektaşlığın daha da genişleyeceği, bu toplantıda meselenin halli için yol bulunacağından ümidvar olduğunu bildirdi.6
Haydar Aliyev’in sıkı çalışmalarının neticesinde Azerbaycan’ın dış siyasetinin karşısında duran en mühim vazifelerden biri olan; Ermenistan’ın tecvüzünün sona erdirilmesi ve Dağlık Karabağ probleminin halli ile bağlı Azerbaycan diplomasisinin çalışmalarında büyük gelişme gerçekleşti. Bunun neticesi olarak 1996 Aralık ayında, AGİT’in Lizbon’da düzenlenen toplantısında Azerbaycan diplomasisi büyük başarı elde etti.
Lizbon zirve toplantısında Haydar Aliyev: “Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı hakkındaki kanunsuz iddialar uluslararası hukukun herkes tarafından kabul edilen normlarına uygun değildir. Biz bu iddiaları hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. Biz Azerbaycan toprağında ikinci bir Ermeni devletinin kurulmasına izin vermeyeceğiz.” dedi.7
AGİT’in Minsk grubunda Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının hallinde esas rol oynayan Rusya Federasyonu, bütünlükle Ermenistan’ı ve Dağlık Karabağ’ın ayrılıkçı kuvvetlerini hem manevî ve siyasî hem de maddî cihetten desteklemiş, bu meselede her zaman Azerbaycan’a taraflı şekilde tazyik göstermişken, Lizbon Toplantısı arefesinde Azerbaycan’ın bu problemin halli ile bağlı ileri sürdüğü bütün şartları hem nazarî, hem de pratik açıdan müdafaa ettiğini açıkça beyan etti.8
Haydar Aliyev’in başarılı siyasetinin neticesinde Azerbaycan Amerika münasebetleri tarafdaşlık ve işbirliği istikametinde yükselen hatla inkişaf etti ve Lizbon toplantısında Azerbaycan için kader meselesi olan Dağlık Karabağ probleminin halli prensiplerini açıklayan kararın kabul edilmesinde ABD bir daha kendi prinsipal mevkiini açıkladı.
Prezident B. Clinton’un Azerbaycan Respublikası Prezidenti Haydar Aliyev’e gönderdiği mektupta kaydedilenler ABD’nin Dağlık Karabağ problemine ait mevkiin tam değiştiğini gösteren en açık göstericisi idi. 8 Kasım 1996 tarihli mektupta B. Clinton Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve muharebenin uluslararası hukuk prensipleri esasında halledilmesini desteklediğini açıkça bildirdi.9
1994-1996 yıllarında Almanya ile yapılan görüşmeler neticesinde, Dağlık Karabağ problemi hakkında kesin fikrin bildirilmesi ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün temin edilmesi zaruretinin resmî şekilde beyan edilmesi Haydar Aliyev siyasetinin daha bir başarısı idi. Almanya Federal Cumhuriyeti Bundestakı’nın Kafkas Grubu’nun rehberi, AGİT in Parlamento Ansamblının vits eprezidenti Villi Vimmerin “Almanya asla herhangi bir ülkenin toprak bütünlüğünün ihlâli ve barışın sırf toprak hesabına temin edilmesi mevkii ile barışmayacak”10 demesi, haricî siyasette Haydar Aliyev’in mühim bir diplomatik başarısı idi. Vimmer, Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının hallinden söz ederken de uluslararası normların ve AGİT prensiplerinin ihlali olarak değerlendirerek, Almanya’nın Azerbaycan’ın mevkiine üstünlük verdiğini bildirirdi.11
Haydar Aliyev’in diplomatik çabaları neticesinde, Budapeşte ve Lizbon samitleri arasındaki iki yıllık faaliyet zamanı AGİT ve Minsk Grubu’ndaki diğer üyelerin mevkileri de Azerbaycan lehine değişti. İki yıl önce bu meselenin halli ile alâkalı ortak düşünceye gelebilmeyen İtalya, İsveç, Finlandiya, Belarus; Lizbon Samiti öncesinde Azerbaycan’ın haklılığı kararına geldi. Minsk Grubu’nun 11 üyesinden 10 üyenin kararı ile (Ermenistan hariç) Dağlık Karabağ probleminin uluslararası prensiplere uygun olarak ve Azerbaycan’ı tatmin edecek şekilde çözülmesi hakkında karar oybirliği ile kabul edildi.
Azerbaycan millî lideri Haydar Aliyev’in siyasî çizgisini takip eden Azerbaycan Hûkümeti, AGİT’in Minsk Grubu üyeleri ile hem de bütün AGİT üyesi devletlerle aktif ilişkileri sayesinde Azerbaycan’ı destekleyen devletlerin sayısı arttı. Ermenilerin işgal siyaseti açığa çıktı ve Ermeni tezleri iflas etmeye başladı. Bu siyasetin devamı neticesinde Azerbaycan’ı destekleyen devletler Ermenistan’a baskılarını artırdı. Ermenistan’ı müdafaa edenler ise büyük ölçüde tarafsızlaştırıldı. Böylece, Dağlık Karabağ probleminin sulh yolu ile çözülmesi yolunda epey mesafe alındı.
Dağlık Karabağ probleminin sulh yolu ile çözülmesinde uluslararası teşkilatların rolünden istifade etmek maksadıyla kısa bir süre içinde BM, Avrupa’da Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), İslam Konferansı Teşkilâtı (İKT), Türk Devletleri Birliği (TDB), Bağımsız Devletler Birliği (MDB), Uluslararası Para Fonu (UPF), Karadeniz Ekonomik işbirliği Teşkilatı (KEB), Dünya Bankası (DB) ve İslâm Kalkınma Bankası (İKB) üyesi oldu. Parlamentolararası Birlik, Avrupa Birliği, Avrupa Şurası, Avrupa Parlamentosu, NATO gibi uluslararası ve bölgesel kurumlarla karşılıklı yararlı alakalar kuruldu.
Haydar Aliyev yukarıda adları kaydedilen ve diğer uluslararası ve bölgesel teşkilatların toplantılarında Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ probleminin asıl mahiyetini açıklayarak Ermenistan’ın işgalci Azerbaycan’ın ise işgale maruz kalmış ülke olduğunu mantıkî şekilde esaslandıran konuşmalar yaparak her fırsattan maksimum istifade etti. Düna devletlerini yeterince bilgilendirerek birçok devletin, bölgesel teşkilâtların, Ermenistan’ın mevkiini kınayan kararlar almalarına ve bayanatlar vermelerine nail oldu.
Azerbaycan Hükûmeti Budapeşte Samiti’nden çok geçmeden Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının halli ile bağlı çok faal iş görmesi ile Minsk Grubu’nun, AGİT üyesi başka ülkelerin Dağlık Karabağ probleminin yalnız uluslararası prensipler ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün temin edilmesi yolu ile halledilebileceği hakkındaki görüşlerini almak mümkün oldu.
Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının halli yönünde Haydar Aliyev’in çevik siyasî faaliyeti 1996 Aralık ayında geçirilen AGİT’in Lizbon zirve toplantısında kendisini açıkça gösterdi.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin haricî siyasetinin karşısındaki en mühim vazifelerden biri olan Ermenistan- Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının uluslararası normlar esasında halli açısından AGİT in Lizbon Samiti’nde sergilenen ince düşünülmüş siyasî manevralar Haydar Aliyev’in başarılı diplomasisinin neticesi idi.
AGİT’in Lizbon’daki zirve toplantısında Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev şunları söyledi: “Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı hakkındaki kanunsuz iddialar, uluslararası hukukun herkes tarafından kabul edilen normları ile uyum sağlamamaktadır. Biz bu iddiaları hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. Biz Azerbaycan topraklarında ikinci bir Ermeni Devleti’nin var olmasına izin vermeyeceğiz”12 Haydar Aliyev’in yoğun ve atak siyaseti sayesinde Lizbon Samiti’nde Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıyan karar, resmî belge olarak kabul edildi.13
AGİT üyesi devletlerin Azerbaycan’a destek vermesi, şüphesiz yürütülen ısrarlı siyaset sayesinde kazanılan uluslararası başarının neticesi idi. 54 devlet başkanının iştirak etdiği Lizbon zirve toplantısı ilk defa olarak Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının mahiyetini genel ve özel yönlerini, çözüm yollarının hukukî-siyasi çerçevesini beyan etti.
Lizbon Samiti’nin Azerbaycan için büyük hukukî ve siyasî ehemmiyeti hakkında Haydar Aliyev şöyle demiştir: “Toplantı başladığında Dağlık Karabağ-Azerbaycan meselesi tamamen unutulmuş iken iki-üç gün içerisinde bir numaralı mesele gündem hâline geldi. Ona göre ki, bütün devletler anladılar ki, bu mesele ne kadar keskin meseledir ve biz burada çok geniş toplumsal etki yaratabildik”14
Bağımsızlığın ilk yıllarından farklı olarak, Avrupa’nın gelişmiş ve kudretli devletleri olarak bilinen Fransa, Büyük Britanya, Almanya, Belçika, Norveç, Bulgaristan ve Romanya ile dostluk emektaşlık, tarafdaşlık hakkında karşılıklı anlaşmalar yapıldı, uluslararası alemde onların çok yönlü desteği elde edildi. Lizbon Samiti’nde ülkemizin, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının çözülmesi için adaletli mevkiini bütün Avrupa Devletleri’nin desteklemesi Haydar Aliyev diplomasisinin kısa zamanda nail olduğu büyük başarının açık bir delili idi.
1997 den sonra da Azerbaycan Cumhuriyeti zorla celbedildiği çatışmanın barış yoluyla düzenlenmesi istikametinde faaliyetini devam ettirdi. 1997 başlarında NATO Genel Sekreteri’nin Bakü’ye seferi NATO Azerbaycan alâkalarının kurulması, 1998 de AGİT in Minsk Grubu münakaşanın tanzimlenmesinde “Genel Devlet” prensibine dayanan yeni plana Azerbaycan’ın itiraz etmesi ve AGİT in Minsk Grubu’nun Haydar Aliyev siyasetinin münakaşanın merhaleli halli prensibi üzere görüşmeleri devam ettirmeye hazır olduğunu bildirmesi başarılı adımlar idi.
1999 Aralık ayında BM’de Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün bir daha tasdik edilmesi, 2000 de Vaşington’un Ermenistan’a ayıdığı karşılıksız yardımı azaltması, Dağlık Karabağ’a gösterdiği maliye yardımını ise tamamen durdurması bu münakaşanın tanzimlenmesi meselesinde Batı’nın mevkiinin tedricen değiştiğini ve Azerbaycan’ın daha çok desteklendiğini gösterdi. Bölgede hayata geçirilen global iktisadî projelerde Azerbaycan’ın öncü rol oynaması, gittikçe demokratik değerlerin berkarar olduğu mekâna çevrilmesi Azerbaycan’ın iktisadî gücünün ve siyasî nüfuzunun artması Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının sulh yolu ile hallolunmasında prinsipal taleblerinin kabul edilmesine elverişli zemin hazırladı.15 Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, siyasi faaliyete başladığı ilk anlarda Azerbaycan Cumhuriyeti Temsil Heyeti’nin başkanı olarak Strasburg’dan Devlet televizyonuna canlı olarak katıldığı konuşmasında: “Diyebilirim ki, münasebet değişir. Çünkü, bilirsiniz ki, genellikle, son zamanlar dünyada ictimaî tercih Azerbaycan’ın lehine değişir. Azerbaycan çok muhtelif tedbirlerde mevkiini açık şekilde bildirmiştir. Artık bütün dünya açık şekilde bilir ki, bu münakaşanın neticesi ne olmuştur ve münakaşanın kökünde hangi meseleler vardır. Artık Ermenistan bütün dünyada işgalci bir devlet olarak takdim olunmaktadır. Çok sevindirici bir hâldir ki, az evvel size dediğim resmî heyanatta muhtelif ülkelerden olan milletvekilleri de imzalarını attılar. İspanya’dan, Litvanya’dan, Türkiye’den, Ukrayna’dan olan temsilciler, artık Azerbaycan’ın haklı olduğunu duymaya, işitmeye, anlamaya başladılar”
Böylece, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ çatışmasının sulh yolu ile tanzimlenmesi için uluslararası desteğin temin edilmesi istikametinde Azerbaycan devlet ve hükûmet başkanlarının hayata geçirdiği siyasî çizgi başarıyla devam ettirilmiş ve devam ettirilmektedir.
DİPNOTLAR
1- Tarih Doktoru, Milletvekili
2- E. Hesenov, Azerbaycan’ın ABD ve Avrupa Devletleri İle Münasebetleri (1991-1995), Bakü blm, 2000, 246.
3- E. Hesenov, Haydar Aliyev ve Azerbaycan’ın Harici Siyaset Faaliyetinin Firmalaşması, Dirçeliş XXI esr, 2003, 63, s.
4- E. Hesenov. Azerbaycan’ın ABD ve Avrupa Devletleri İle Münasebetleri (1991-1995), Bakı, blm, 2000, s.87-88.
5- Lizbon Sammiti-96, tertib eden: E. Hesenov- Ş.Şahmemmedov, Bakı, 1997, s.20,
6- Yine arada, s.21.
7- AGİT’in Lizbon Zirve görüşünde Azerbaycan Prezidenti Haydar Aliyev’in Nitki (2 dekabr 1996). Dirçeliş- XXI esr, 2003, 70, s. 103-107.
8- Lizbon Sammiti-96, tertib eden: E.Hesenov-Ş. Şahmemmedov. Bakı, 1997, s.71-72.
9- Halk gazeti, 14 Kasım 1996.
10- Azerbaycan Uluslararası Âlemde, Azerbaycan gazeti, 23 Ağustos 1995
11- E. Hesenov. Azerbaycan’ın ABD ve Avrupa Devletleri İle Münasebetleri (1991-1996), Bakı, 2000, s. 101.
12- Lizbon Sammiti-96, tertib eden: E.Hesenov-Ş.Şahmemmedov. Bakı, 1997, s.63.
13- AGİT-in Melumatı, Lizbon Senedleri 1996-cı il, s.13.
14- Lizbon Sammiti-96, tertib eden: E.Hesenov-Ş.Şahmemmedov. Bakı, 1997, s. 115.
15- Abdullayov V. Azerbaycan Yeni Diplomatiya mekânında. Bakı, 2000.
KAYNAKLAR
1. E. Hesenov, Azerbaycan’ın ABD ve Avrupa Devletleri ile Münasebetleri (1991-1995), Bakı, 2000,
2. E. Hesenov, Haydar Aliyev ve Azerbaycan’ın Harici Siyaset Faaliyetinin Firmalaşması//Dirçeliş-XXI. esr 2003, sayı: 63.
3. Lizbon Sammiti-96, tertib eden: E.Hesenov., Ş. Şahmemmedov Bakı, 1997, s.20.
4. AGİT-in Lizbon Zirve Görüşünde Azerbaycan Prezidinti Haydar Aliyevin nitki (2 dekabr 1996).
Dirçeliş XXI. esr, 2003, sayı:70.
5. Halk Gazeti, 14 Kasım 1996.
6. Azerbaycan Uluslararası Âlemde, Azerbaycan Gazeti, 23 Avkust 1995.
7. AGİT-in Melumatı, Lizbon Senedleri 1996-cı il, s.13.
8. Abdullayov V. Azerbaycan yeni Diplomatiya Mekânında. Bakı, 2000.
9. Dirçeliş XXI. esr, 2001, 4 (38) s. 33-34.