Ana Sayfa 1998-2012 Daha Önce Nerelerdeydiniz?

Daha Önce Nerelerdeydiniz?

Tarih boyunca Türk milleti kadar ihanete uğramış, iftiraya maruz kalmış, sayısız düşmanı olan bir başka millet gösteremezsiniz. Türkler batılı emperyalist devletler gibi sömürmemiş, köprüler, kervansaraylar, kara ve demir yolları yapmış, idaresi altında bulunan coğrafyalarda vakıflar kurarak hiçbir vatandaşını aç ve açıkta bırakmamıştır.

Fethettiği ülkelere imar ve adalet götürmüş, nice ilim adamları yetiştirmiştir. Büyük ceddim Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra, açmış olduğu üniversitede Astronomi Fakültesi kurmuş (İlmî Nücûm), batının henüz yabancısı olduğu bu konuda da değerli bilim adamları yetiştirmiştir. Adalete büyük önem veren Fatih, padişahı bile mahkemeye müdahale ettirmeyen tarafsız hukuk adamları yetiştirerek, toplumun adalete olan güvenini sağlamıştır.

Fakat ne zaman ki Türk milleti kendi içinde birbirine düşürülmüş, bundan istifade eden ırkçı azınlıklar Hristiyan dünyası ile sincise el ele vermiş, işte o zaman çöküntü başlamıştır. Kavmi Necip diyerek (Peygamber ırkı) asırlarca askerlik dahi yaptırmadığımız A raplar, İngilizlerle işbirliği yaparak Türk ordusunu arkasından vurmuşlardır. Bu arkadan vuruluş, Osmanlı Türk devletinin, İslâmı ve mukaddes toprakları Haçlılara karşı korumak için asırlarca döktüğü Anadolu çocuklarının kanının mükâfatı olmuştur. Yine tarih boyunca Haçlılara karşı savaşan Türk devleti her zaferden sonra da, Haçlıların yıktığı, yaktığı, tahrip ettiği ne varsa yeniden imar etmiştir.

Bosna-Hersek Savaşı sırasında Sırpların Osmanlı’ya duyduğu kinini tatmin için topa tutup yıktığı “Mostar” köprüsü, Osmanlı’nın, Balkanlardaki yüzlerce eserinden yalnız biridir.

Suudî Arabistan’ın yok etmek için çeşitli gerekçelerle yıktığı “Ecyad” kalesi gibi daha nice Türk eserleri Arap yarımadasında boynu bükük, yok edilme korkusu içindedirler. Ama asıl yok edilmek istenen Osmanlı’nın eserleri kadar, insanlığa sunduğu adaletidir.

Şöyle dünya coğrafyasına bir bakınız. Osmanlı’nın ayağını çektiği Balkanlarda, Kafkasya’da, Ortadoğu’da huzur kalmış mıdır? Görünen sadece kan ve gözyaşıdır. Bu gerçeği o ülke insanları itiraf edemeseler de Osmanlı’nın adaletini aramaktadırlar. Bu arayışı bilen batılılar, Osmanlı’nın yerini alır korkusu ile, destek verdikleri terörle Türkiye’yi yok etmek için ekonomisini çökertmişler, şimdi de çökertmiş oldukları Türk ekonomisini sözde ayağa kaldırmak için batı sömürü düzeninin hortumu olan IMF’yi devreye sokmuşlardır. Osmanlı’ya oynanan oyunun bir başka şeklidir bu. Şu da bir gerçektir ki, batı ortaklık için değil, eyalet statüsünde pazar olacak bir Türkiye istemektedir. Türkiye’yi AB içinde eriterek Türk dünyasından, İslâm âleminden koparmaya çalışıyorlar.

Diğer yönden de dikte ettirdikleri isteklerini Kemal Derviş kanalı ile, TBMM’de, sıra ile uyum yasaları adı ile tasdik ettirerek yürürlüğe koyduruyorlar. Başımızdakiler ise bu yasaları AB istedi diye değil, milletimizin yararına olduğu için çıkarıyoruz diyorlar. Sevsinler sizin bu izahınızı. Bunları biliyordunuz da, elli yıldan beri niçin Kemal Derviş’i beklediniz? Ayda mı yaşıyordunuz? diye adama sorarlar ve de gülerler.

Cumhuriyet öncesi Türk tarihini, kültürünü ve millî romantizmini, millî eğitim müfredatından çıkarmak isteyen Metin Bostancıoğlu’na geçmişle bağlarınızı kesiniz diyenler bir emir daha vererek eğitimin başındaki “MİLLΔ kelimesini de attırsınlar da böylece ihanet çemberini tamamlamış olsunlar. Bu korkunç bir gidiş. Bu Türk milletini mazisi olmayan, kültürsüz bir koloni topluluğu hâline getirmektir. Ey büyük Atatürk, gençliğe hitabındaki gösterdiğin tehlikeler sincise karşımıza çıkarılmaktadır. Bayrağımızdaki Ay ve yıldız dahi TAHRİF edilmek istenmektedir. AB devletleri Türkiye Cumhuriyeti’ni içinden parçalamak için Türkçe dışında uydurma diller konuşturmaya zorluyor.

Türkiye yavaş yavaş bölünmeye doğru sürükleniyor. Başımıza uyum ve istikrar adına AB’nin istediği gayrimillî teklifleri kabullenmeye zorlanan bir iktidar var. Türk milleti nefesini tutmuş, atasının gür sesini duymak için kulak kesilmiştir.

Ey büyük Türk milleti, Türkiye’nin geleceği için, Atatürk’ün gençliğe hitabını bir defa olsun okuyarak düşün. Nereye götürülmek isteniyor Türkiye, diye kendine sor…

Ne Mutlu Türk’üm Diyene.
 

Orkun'dan Seçmeler