Bâzı milletlerin hayvanlardan seçtikleri sembolleri vardır. Türklerin sembolü de, herkesin bildiği gibi BOZKURT’tur. Bozkurtun, kurt cinsleri arasında bir başka yerinin olduğu da gerçektir.
Kurtlar cins cinstir. Bu cinsler, karakter ve yaşayış tarzlarına göre sıralanırlar. Bozkurt, kurt cinsleri arasında en üstün vasıf ve meziyetlere sahib olan kurt cinsidir. Onu kurt ya da karakurt denilen bir başka, karakurtu da canavar adıyla adlandırılan bir diğer kurt cinsi izlerler.
Bozkurt töresi
Canavarlar adıyla adlandırılan kurt, bir sürüye daldığında sürünün tamamını telef eder, telefâtın içinden birisini kendisine yem yapar. Belli bir töreleri yoktur. Karakurt, bir sürüye daldığında sürünün yarısını telef eder, telefatın içinden birisini kendisine yem yapar. Kısmen törelidirler. Bozkurt, bir sürüye daldığında bir hayvanı telef eder, bunun yarısını kendisine yem yapar diğer yansını da varsa ailesine, yoksa avlanamayacak kadar yaşlı bozkurtlara taşır. Akıllara durgunluk verecek kadar töreli mahlûklardır.
Bozkurt, adını, üstündeki tüy renginden, tüyünün boz (gri renkte) olmasından almıştır. Diğer kurt cinsleri arasında boz renkte olanlar bulunsa da, Bozkurt ayrıca boy, posu ile bunlardan ayrılır. Bozkurt, burun ucundan kuyruk ucuna ortalama 1.65 m. boyundadır ve omuz başından yere ortalama 0.80 m. yüksekliktedir. Di?er kurt cinslerinde bu azamet yoktur. Türk Dünyası’nın bazı yörelerinde Bozkurt’a yak?şt?r?lan kurt ya da canavar adlar? insafsızlıktır, yanlıştır.
Bir de Bozkurt ile aynı cüsse ve karakterde olan ve adına Gökbörü denilen bir kurt vardır. Gökbörü, Bozkurt’un tüyü gök renginde (açık mavi) olanıdır. Gökbörü, yüzyılda bir ya da iki defa görünür. Oğuz Kağan Destanı’ndaki kurt işte bu GÖKBÖRÜ’lerden biridir.
Bozkurt, hürriyetine son derece düşkündür. Onu bir hayvanat bahçesinde kafes arkas?nda ya da bir sirkte maskaral?k yaparken görmek mümkün de?ildir.
Bozkurt’un ömrü ortalama 15 yıldır. İki yaşına kadar yavru Bozkurt, sekiz yaşından sonra da yaşlı Bozkurt olurlar.
Bozkurt’un fevkalâde töreli bir yaşayışı vardır. Meselâ, bir Bozkurt ailesi, bir başka Bozkurtun kendilerine katılma isteğini, bazı sınavlar uygulayarak ve bu sınavların başarıyla sonuçlanması hâlinde kabul eder. Meselâ, yuvadan ayrılmak isteyen bir Bozkurt, ailenin iznini almak zorundadır. Meselâ, her Bozkurt ailesinin bir başı, müşterek hareketlerde de katılanların mutlaka bir başı vardır ki bunlara eke denilir. Şüphesiz ki Bozkurtun olağan üstü töresi ve davranışları, Türk bodununun onu sembol olarak seçmesinin âmili olmuştur.
Kurt fâsilesinin alt tabakası da vardır. Çakal, tilki, köpek gibi mahlûkat işte bu alt tabakayı oluşturan canlılardır.
Töreden ayrılan Bozkurtlar
İstisnaların kaideyi bozamayacaklarını öncelikle belirterek, şunu da söylemeliyiz ki, bazen Bozkurtların içinden, töreyi hiçe sayarak aynlanlar da olabilir. Bu aynlanlar, bir Bozkurtun yalnız yaşayamama fıtratına uygun olarak, kurt, canavar hattâ fasilenin alt tabaka mahlûkatı sürülerine karışırlar. Hattâ, Bozkurt olmaları, bu sürüler içinde kendilerine bir fâikîyet de getirir. Bu fâikîyet meselâ karınlarının zahmetsiz ve uğraşsız doymasını onlara te’min eder. Ancak bu sürüler kendi adları ile anıldıklarından, bir Bozkurtun iltihâkı, sürünün Bozkurt topluluğuna dönüştüğü anlamına gelmez. Bozkurt artık yamandığı sürünün bir ferdidir.
Bozkurt topluluğu, dağda, ormanda veya bozkırda zaman zaman diğer alt tabaka sürüleriyle karşılaşırlar ve karşılaştıkları sürü içinde kendilerine benzer bir canlının olduğunu da hemen hissederler. Yavru Bozkurtlar, kendilerine benzeyen bu yaratığın neden diğer sürünün içinde olduğunu anlayamazlar. Hattâ onu hâlâ kendi topluluklarının ferdi olarak algılarlar. Bu sebeple de olgun ve yaşlı Bozkurtların hayret dolu bakışlarına ve bıyık altında gülümsemelerine rağmen, Bozkurtluk evsâfını çoktan yitirmiş bu yaratığı, kendi topluluklarına katılmaya çağıran bir takım sesler de çıkartırlar. Bu sesler, Bozkurtluk evsâfım yitirmiş olan yaratığa gurur da verir.
Yavru Bozkurtlar kanar ama koca Bozkurtlar?..
Öylesine gururlanır ki, âdeta içinde bulunduğu sürünün efrâdına tavırlarıyla kendisinin ne kadar önemli bir yaratık olduğunu anlatır gibidir. Gerçi, içinde yuvaya dönmekle dönmemek arasında bir hissin kıpırdadığını da duyar gibi olur. Dönecektir de… Ama bu dönüş için Bozkurtların biraz daha palazlanmaları gereklidir. Bozkurtların arasında sıradan bir Bozkurt olmaktansa alt tabaka sürüsü içinde karnı doyan bir yarauk olmak onun daha çok işine gelir. Tabiî bir de sıkıntı vardır: Bozkurt topluluğundaki yavru Bozkurtlara kendini kabul ettirmek kolaydır ama olgun ve yaşlı Bozkurtlar işi bozabilirler. Kaldı ki yavru Bozkurtlar da zaman içinde olgun Bozkurt hâline gelirler ve içlerinde vaktiyle kendisinin hangi sürüden geldi?ini hat?rlayanlar da bulunur.
Bozkurt topluluğundan ayrılıp da bir başka sürüye katılmayan, daha doğrusu dağa çıkan Bozkurt ise, sınavları başarı ile verdiği takdirde yuvaya kabul edilir.
Bütün bunlara rağmen Bozkurt ve TÖRESİ yeryüzü durdukça durur ve bu süre içinde bî-şekk ü şübhe…
TANRI TÜRKÜ KORUR!