Ana Sayfa 1998-2012 BaltaLimanı Ticaret Sözleşmeleri

BaltaLimanı Ticaret Sözleşmeleri

Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi denilince pek çok kişi, 16 Ağustos 1838 tarihinde, Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında imzalanan anlaşmayı hatırlar. Konu ile ilgilenenler; Baltalimanı Sahil Sarayı olarak anılan, Mustafa Reşid Paşa’nın, İstanbul Boğazı’nın Baltalimanı adı verilen kesiminde bulunan binasında ayrıca; 3 Ağustos 1838’de ve 3 Nisan 1840’ta Belçika ile ticaret anlaşmaları imzalandığını da bilirler. Sonraki yıllarda, bu anlaşmaların paralelinde başka anlaşmalar da imzalanmıştır.

Baltalimanı Ticaret Sözleşmeleri, Osmanlı Devleti’nin ekonomi alanında gelişmesini büyük ölçüde engellemiş, hatta geri kalmasına, devletin ve halkın fakirleşmesine sebebiyet vermiştir.

SÖZLEŞMENİN İMZALANMASINI GEREKTİREN SEBEPLER:

1800’lü yılların başında İngiltere sanayileşme hamlelerinin sonuçlarını almış, devrin en güçlü devleti hâline gelmişti. Almanya, Amerika, Avusturya ve Fransa, kalkınma hareketlerine yeni başlamıştı. Bu ülkeler, sanayilerini ve ekonomilerini geliştirebilmek için yüksek gümrük vergileri koyarak İngiliz mallarına karşı kısıtlama uyguluyorlardı. Bu yüzden İngiltere, kendisine yeni pazarlar aramak mecburiyetinde kalmıştı. Diğer taraftan, Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında, 1820 yılında yapılan ticaret sözleşmesinin süresi, 1834’te dolacaktı. Önemli bir pazarını kaybetmek istemiyor, mevcut ticaret hacmini geliştirmek için çareler arıyordu.

Osmanlı Devleti, kaldırılan Yeniçeri Ocağı’nın yerine, yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusunun masraflarını karşılamak için gümrük vergilerini artırmıştı. Bu durum, başta İngiltere olmak üzere Osmanlı’ya mal satan ülkeleri rahatsız ediyordu. İngiltere, İngiliz dostu olan Hâriciye Nâzırı Mustafa Reşid Paşa nezdinde teşebbüse geçti. Sultan İkinci Mahmud Han, reformcu bir hükümdardı. Mustafa Reşid Paşa ise Osmanlı Devleti’nin sıkıntılarından kurtulabilmesi için Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyordu.

İngiltere, 1830’da başlayan görüşmelerden sonuç alamayınca, Osmanlı Devleti’nin, eyâleti olan Mısır Valiliği ile arasındaki mevcut problemlerini koz olarak kullandı. Yeni bir ticaret sözleşmesi imzalanması hâlinde, Mısır probleminin giderilmesi için katkıda bulunmayı vaat etti. İngiltere taraftarı bir politika uygulayan Mustafa Reşid Paşa, Pâdişah’ı râzı ederek önce Belçika sonra da İngiltere ile ticaret sözleşmeleri imzalanması kararının alınmasını sağladı.

Sözleşmelerle; Osmanlı Devleti’nin 1826 yılından beri sanayi malı üreticilerini korumak amacıyla uyguladığı tekel usulü kaldırıldı. Yed-i Vâhid denilen sisteme göre; bâzı malların üretim ve dağıtım yetkisi devlete ve yerli üreticilerle tüccara verilmişti.

Uzun süren ve gizli tutulan pazarlıklardan sonra 16 Ağustos 1838 tarihinde Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi, İngiliz hükümetinin temsilcisi ve Mustafa Reşid Paşa tarafından imzalandı. Sözleşme; 8 Ekim 1838’de İngiltere Kraliçesi Viktoria, 4 Kasım 1838’de de Sultan İkinci Mahmud Han tarafından onaylandı. Onaylanan sözleşme bütünü ile İngiltere’nin lehine idi. İngilizce metninde bulunup ta Türkçe metninde bulunmayan maddeler sebebiyle de Osmanlı’nın aleyhine hükümler içeriyordu. Çelişkili maddelerin uygulanışı sırasında Türk yetkililer, hiçbir güçlük çıkarmadılar.

İki kısımdan oluşan sözleşmenin birinci bölümündeki 7 madde de şu hükümler yer alıyordu: 1- Eski sözleşmelerin, bu sözleşme ile değiştirilmeyen maddeleri aynen yürürlükte kalacaktır. 2- İngiltere, başka sözleşmelerle diğer devletlere tanınan haklardan aynen yararlanacaktır. 3- Osmanlı Devleti topraklarından elde edilen hammaddelerle ilgili ihracat yasağı kaldırılmıştır. 4- Tarım ve sanayi ürünlerindeki tekel uygulamalarına son verilmiştir. İngilizler, bunların ticaretini serbestçe yapabileceklerdir. 5- İngiliz tüccarı, yerli tüccarın sâhip olduğu haklara sâhiptir. 6- Yan ödemelerle birlikte % 10’lar seviyesinde bulunan gümrük vergi, resim ve harçları, % 3 olarak belirlenmiştir. 7- Yukarıdaki maddeler, Mısır yönetimine de aynen uygulanacaktır.

Sözleşmenin süresi 7 yıl olarak belirlendi ve bitiminde, taraflardan birinin başvurusu üzerine aynı süre için yenileneceği karara bağlandı.

Üç maddeden oluşan ikinci bölümde; değişik durumlarda uygulanacak gümrük vergisi oranları belirleniyordu.

İngiltere’den sonra 25 Kasım 1938’de Fransa, 2 Eylül 1839’da Sardunya, 31 Ocak 1840’ta İsveç ve Norveç, 2 Mart 1840’ta İspanya, 13 Mart 1840’da Hollanda, 30 Nisan 1840’ta Belçika, 1 Mayıs 1841’de Danimarka, 20 Mart 1843’te Portekiz, 30 Ağustos 1846’da Rusya ile benzer sözleşmeler imzalandı. Rusya, imzalanan sözleşmeye rağmen Eflâk ve Boğdan’ı istilâ etti. Osmanlı Devleti’nin ekonomisi, Baltalimanı Ticaret Sözleşmeleri sebebiyle zayıflamış olduğundan, Rusya ile savaşı göze alamadı. 1 Mayıs 1841 tarihli anlaşma ile Rusya’ya yeni ticarî haklar tanıdı.

ANLAŞMANIN SONUÇLARI:

* Osmanlı iç pazarı, Batı’nın sanayi ürünlerine açıldı, dış ticaret dengesi bozuldu.

* Bütçe açık vermeye başladı.

* Parasızlık sebebiyle 1854 Kırım Savaşı’nı kaybettik. Savaş tazminatını ödeyebilmek için ilk dış borçları aldık.

* 6 Ekim 1875’te Sadrazam Mahmud Nedim Paşa Moratoryum ilân etti. Moratoryum ile devletin iç ve dış borçlarının faiz ve ana para ödemeleri, 5 sene için yarıya indirildi. Moratoryum kararı ile Avrupa’da Osmanlı aleyhine muazzam bir aşağılama kampanyası başlatıldı. Kampanya kısa bir süre sonra düşmanlığa dönüştü. Rusya, savaş ilân etti. Osmanlı Devleti’nin mağlubiyeti ile sonuçlanan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı bu sebeple oldu.

* 20 Aralık 1881’de Muharrem Kararnâmesi yayınlandı. Kararnâme ile Osmanlı Devleti’nin dış borçları birleştirildi ve tahsili için Düyûn-ı Umumiye adı verilen milletlerarası bir komisyon oluşturuldu. Düyûn-ı Umumiye İdaresi, devletin en önemli gelir kaynaklarına el koydu.

* Osmanlı Devleti’nin artık bittiğine inanan Avrupalılar, 1911 ve 1912’de, Trablusgarp, 1912 ve 1913 yılında Birinci ve İkinci Balkan savaşlarını başlattılar. Birinci Dünya Savaşı ile dünya tarihinin 622 yıllık şanlı devleti çöktü.

Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi’nin, 3 Kasım 1839’da açıklanan Tanzimat Fermanı ve onun devamı olan 18 Şubat 1856 tarihli Islahat Hatt-ı Hümayunu ile ilişkili olduğunu söylemek yanlış bir değerlendirme sayılmaz. Bütün bunlar, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü hazırlayan ana etkenlerdir.

Baltalimanı Ticaret Sözleşmesinin Kraliçe Viktorya tarafından imzalananan sayfaları

Baltalimanı Ticaret Sözleşmesinin İngiltere Büyükelçisi tarafından imzalanan sayfası

Baltalimanı Reşid Paşa Sahil Sarayı

BİLGİLİK / MUSTAFA REŞİD PAŞA KİMDİR ?

Altı defa sadrazamlık koltuğuna oturtulduğu için Büyük Reşid Paşa olarak da anılan Mustafa Reşid Paşa 13 Mart 1800 tarihinde İstanbul’da doğdu, 7 Ocak 1858 tarihinde doğduğu şehirde öldü.

Babası, genç yaşta öldüğünden, medrese tahsilini yarıda bırakmak mecburiyetinde kaldı. Eniştesi Ispartalı Seyyid Ali Paşa’nın himâyesinde büyüdü ve onun mühürdarlığına tâyin edildi. Eniştesi, Rum isyânını bastırmak üzere Mora Seraskerliği’ne tâyin edilince onunla birlikte sefere gitti. Sefer dönüşü, Mısır’ın Dîvan Efendisi İbrahim Efendi’nin kızı ile evlendi. Eniştesi ölünce, onun servetine sâhip olmak için hanımını boşadı, eniştesinin câriyelerinden biri ile evlendi. Eniştesinin Kabataş’taki konağına yerleşti. 1826’da Bab-ı Âli kalemine memur oldu. Londra ve Paris büyükelçiliğinden sonra hariciye nâzırlığına ve sonra da İngiltere başta olmak üzere yabancı ülkelerin yoğun baskısı sonucunda 28 Eylül 1846’da sadrâzamlık koltuğuna oturdu. Sadrâzamlığı döneminde tek hedefi Osmanlı Devleti’ni Batı normlarına adapte etmekti. Batı hayranı idi. Tanzimat Fermanı’nı hazırladı. Aralıklarla olmak üzere toplam 6 yıl, 8 ay 19 gün sadrâzamlık yaptı. Eğitimindeki eksiklik, millî ve mânevî değerlere uzaklık sebebiyle, devlet bünyesinde oluşan sosyal rahatsızlıklara çâre bulamadı. Bir anlamda devletin çöküşüne seyirci kaldı, hatta hızlandırdı. Mustafa Reşid Paşa, dış görünümü ve davranışları, fikirleri itibariyle bir Osmanlı paşasından çok, ülkesini İstanbul’da temsil eden yabancı diplomata benziyordu.

Koca Reşid Paşa olarak da anılan Mustafa Reşid Paşa İngiltere’de büyükelçi olarak görev yaparken dönemin pâdişahı Sultan İkinci Mahmud Han’a, Avrupaî tarzda düzenlemeler yapılması teklifinde bulundu. Batılıların Osmanlı Devletine, bilhassa Müslüman ve Hıristiyan teb’a arasında eşitlik görülmediği için düşman olduğunu, Müslim ve gayrimüslim ayrılığının kaldırılması gerektiğini, bu hususlarla ilgili olarak yapılacak düzenlemelerin, bir hatt-ı hümâyun ile ilân edilmesini teklif etti. Hazırladığı lâyihada, bu düzenlemenin esasları belirtiliyordu. Sultan, lâyihada yazılı olanlarla Reşit Paşa’nın anlattıklarının, İngiliz istekleriyle aynı şeyler olduğunu anladı ve reddetti. Bu çalışmalarının karşılığı olarak İngiltere Mustafa Reşid Paşa’nın Hariciye Nâzırı olmasını sağladı. Paşa, kendisine yapılan iyiliğe karşılık olarak Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi’nin hazırlanıp imzalanmasını sağladı. İngilizler, bu hizmetlerinin karşılığında da Paşa’yı, hâriciye nâzırlığı görevi de uhdesinde kalmak üzere sadrâzamlığa tâyin ettirdiler.

Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi’nin sebep olduğu maddî olumsuzluklar sebebiyle Osmanlı Devleti güç kaybetmişti. Bu sırada Sultan İkinci Mahmud Han vefât etmiş, yerine 16 yaşındaki Sultan Abdülmecid Han pâdişah olmuştu. Yeni pâdişah genç ve tecrübesizdi. Mustafa Reşid Paşa, Sultan İkinci Mahmud Han’a kabul ettiremediği düzenlemeleri yeni pâdişaha kabul ettirme teşebbüslerine girişti. İngiltere’nin siyâsî baskılarına direnme imkânı da kalmayınca, Abdülmecid Han, Tanzimat Fermanı’nı imzalamak mecburiyetinde kaldı. Ferman, 3 Kasım 1939 tarihinde, Gülhâne Parkı’nda okunup ilân edildi. Bu ferman ile Türk toplumunda yozlaşma başladı. Millî – mânevi değerlerden uzaklaşılıyor, batı taklitçiliği ve batının yıkıcı etkinlikleri devleti kemiriyordu. 15 Temmuz 1840’ta; İngiltere, Rusya Avusturya ve Prusya arasında Londra Antlaşması imza edildi. Bu Antlaşmaya göre, Osmanlı Devleti’nin Mısır Vâlisi Mehmed Ali Paşa’nın emrinde bulunan askerleri; Adana, Suriye, Hicaz ve Lübnan bölgesinden derhal çekilecekti. Bu karar on gün içerisinde uygulanmaz ise, adı geçen devletler duruma el koyup, gerekeni yapacaklardı. Mustafa Reşid Paşa, ültimatom şartlarını derhal kabul etti. Müsteşarı Sâdık Bey’i, tebliğ ile görevlendirerek Mısır’a gitmesini istedi. Sâdık Bey, vatansever bir Osmanlı evlâdı idi. Gitmeden önce Pâdişah ile görüşmesinin uygun olacağını ileri sürdü. Reşid Paşa, anlaşma şartlarını Pâdişah’ın kabul etmeyeceğini bildiği için görüşmeyi engelledi. Mehmet Ali Paşa da makamını koruyabilmek için istenilenleri yerine getirdi. Çok geçmeden, Londra Antlaşması’na imza koyan ülkeler, Halep ve Şam’ı işgal ettiler.

Bu olumsuzluklar üzerine Sultan Abdülmecid Han, Mustafa Reşid Paşa’yı görevlerinden azletti. İstanbul’dan uzaklaşması için 1841 Temmuz’unda, Paris Büyükelçiliği’ne tâyin edildi. Mustafa Reşid Paşa bir müddet sonra sağlığının bozulduğunu ileri sürerek İstanbul’a dönmek istedi. Israrları ve İngiltere ile Fransa’nın da talebi üzerine isteği kabul edildi. 1844 yılında tekrar hâriciye nâzırlığına, 28 Eylül 1846 tarihinde de İngiltere’nin baskıları sonucunda da yeniden sadrâzamlığa getirildi.

Reşid Paşa makamına oturur oturmaz büyük vilâyetlerde Mason localarının açılmasını sağladı. Osmanlı Devleti’nin parçalanması için çalışan casuslar, localarda yuvalandı. Reşit Paşa, aziller ve tâyinlerle Osmanlı Devleti’nin mukadderatında olumsuz rollerini, 7 Ocak 1858 târihinde kalp krizi ile ölmesine kadar sürdürdü.

 

Orkun'dan Seçmeler