Ana Sayfa 1998-2012 Avrupa Birleşik Devletleri’nin Gurka Askeri mi Olacağız?

Avrupa Birleşik Devletleri’nin Gurka Askeri mi Olacağız?

Kuruluş hâlindeki “Avrupa Birleşik Devletleri” yetkilileri Portekiz’de yaptıkları son toplantılarında silâhlı kuvvetlerini de plânladı. Kurulacak ordunun komutası kimde olacak, kimler asker olacak gibi kararlar alındı. Görüşmeler sonunda alınan kararlar da açıklandı; Avrupa’daki, NATO’da en büyük askerî güç olan Türkiye’nin karar mekanizmalarında yer almayacağı, yani karargâhta değil de ancak kışlada görev yapabileceği bildirildi.

Geçmişte İngiltere İmparatorluğu, askerî güçlerinin çoğunu sömürgelerinden temin ettiği askerlerden meydana getirirdi. Bunlardan bir gurubu da Nepal’den oluşturduğu Gurka’lardı. Bu askerler, İngiltere için yıllarca birçok yerde savaştılar. Hattâ 1974’te İngiltere bu askerleri Kıbrıs’ta Türk ordusuna karşı savaştırmayı bile düşünmüş ve gemilere doldurup Kıbrıs açığına kadar getirmişti. Gurkaların komutanları hep İngiliz’di. Gurka’lar İngilizler için çarpıştılar ve öldüler.

Avrupa Birliği’nin, aldığı bu son kararları ile Türk milletini küçük düşürmeye ne hakkı var? Türk askerini Gurka’lar hâline getirebilmeyi kim, hangi cesaretle düşünüp söyleyebilir? Bu ağır aşağılamalara aldırmama neyin adına yapılıyor? Üstelik böyle Avrupalı da olunmaz, olsa olsa rezil olunur. “Avrupa Birliği’nin” yaptığı bu saçmalıklara Türk ordusu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli dışında itiraz edeni de duyamıyoruz.

Türkiye’yi ileride kuruluşu plânlanan Avrupa Birleşik Devletleri’nin federe bir eyaleti hâline getirme uğruna verilen hayatî ödünlere hele bir bakın. Türkiye’ye Avrupa Birleşik Devletiri’ndeki diğer federe devletlerle aynı haklara bile sahip olamayan, 2. sınıf bir federe devlet olması dayatılıyor, üstelik kendi içinde de Türkiye’yi federe devletlere bölüp küçük, güçsüz bir devlet olması isteniyor. Dilini, bayrağını, baş şehrini, ordusunu, hukuk üstünlüğünü neticede millî egemenliğini kaybetmiş bir Türkiye olunmasına nasıl göz yumulur? Neyin bedelidir bu umursamazlık? Milliyetçilikle, beynelmilelciliğin aynı insanda, aynı anda nasıl olabiliceğini bilenler varsa anlatsınlar ki öğrenelim. Yoksa bu gerçekleri görmemenin sebebi batılı misyonerlerin millî şuurumuzu yok etmek için uzun süreli çalışmalarının başarılı sonucu mudur, ne dersiniz?

Bugün bu soruya cevap aramaya her Türk mecburdur. Çünkü söz konusu, 10.000 yıllık Türk tarihinin “Avrupa Birleşik Devletleri” potası içinde eritilmesi ve Türk milletinin bitirilmesi tehlikesidir. Yani tarihten millet olarak silinmemiz gerçeğidir. Bu tehlikeye de aydınlarımız, gerekli ilgi ve hassasiyeti göstermeyecek de neye gösterecekler acaba?
 

Orkun'dan Seçmeler