Ana Sayfa 1998-2012 ABD’yi yenmek

ABD’yi yenmek

18. yüzyılın üçüncü çeyreğinde kurulup bağımsızlığını ilân eden ABD ve onu meydana getiren halk yığınları koskoca kıt’ada dünya insanlık tarihinin şimdiye kadar görmediği ve herhalde bir daha göremeyeceği büyük yerli soykırımı ki, bu soykırım olmasaydı kıt’adaki nüfusları bugün en az 600 milyon olmaları gerekirdi (şu anki nüfusları sefalet içindeki birkaç milyon insan civarındadır); yok ettikleri yerli ırkın yerine Afrika’dan getirip köle olarak, kamçı zoruyla çalıştırdıkları kara ırk marifetiyle kıt’alarında zenginleşip iki yüzyıl gibi kısa bir sürede dünyanın süper gücü ve patronu olduğu iddiasıyla ortaya çıkmışlardır.

Silâh olarak sadece ok ve mızrak gibi ilkel âletlere sahip yerli ırkın ırzına geçip, katliâm yaptıkları olayları sanki büyük meydan muharebeleri kazanmış gibi gösterip kendilerini dünyaya rambo olarak tanıtmayı başarabilmişlerdir.

Hele 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’nın, hattâ Rusya’nın kurtarıcılığına soyunarak bu ünlerine ün katmışlardır.Fakat kitle imha silâhlarını kullanmadaki üstün becerileri sayesinde birkaç saat içinde iki yüz bine yakın sarı derili insanı toprağın altına gömüp vahşi ve insanlık dışı duruşlarını pervasızca dünyaya sergilemişlerdir.

Kendilerine göre bu iki yüzyılı aşkın zaferler silsilesinin sürekli devam edeceğini sanıyorlardı.

Ancak 1950 yılında 38. paralelden ikiye ayrılmış Kore halkının kuzeyinde kalanlar, paraleli güneye doğru geçerek meşhur savaşı başlattılar. ABD ordusu ağırlıklı Birleşmiş Milletler kuvetleri kuzeye müdahale ederek 38. paraleli geçip Mançur’ya sınırına kadar dayanmalarına rağmen 1953’te Çin’in savaşa müdahalesi ile birlikte 38. paralelin güneyine çekilmek zorunda kaldıllar. Savaş yine başladığı yerde 38. paralelde ateşkes ile sona erdi. Bu vesile ile Kore’deki şehit ve gazilerimizi gösterdikleri kahramanlıklardan dolayı şükranla, rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Hemen hemen aynı yıllarda Fransızların Çinhindi’ndeki sömürge savaşları Asya kıt’asındaki yerli halkın galibiyeti ile sona ererken, bu defa 1960’lı yıllarda Fransızların yerini ABD almış ve yüzbinlerce Coni ramboculuk oynarken muhteşem Asya kıt’asının münbit pirinç tarlalarına gömülüp kalmış, sömürge işbirlikçileri ile birlikte ABD’liler yalınayak, başıkabak onbinlerce mil ötedeki evlerine sağır, dilsiz, kolsuz, bacaksız kös kös geri dönmüşlerdi.

Bu sefer, 21. yüzyılın başında ırkının özellikleri pek de önemsenmeyecek birkaç zavallı, ABD’yi kendi evinde iki kaşının arasından, iki uçakla vurmuş, ABD’li yönetici rambolar ne olduğunu hâlâ bile anlayabilmiş değiller.

Şimdi de, görülüyor ki insan hakları, özgürlük ve demokrasi ABD yöneticilerine yakışmayan ve hattâ bu tabirleri dünyada en son kullanması gereken tipler, güney komşumuz Irak’a sudan bahanelerle, ülkemizdeki işbirlikçilerini de kullanmak sureti ile tecavüze girişmişlerdir.

Bu iş Hollywood stüdyolarında rambocu film yapmaya benzemez. Anlaşılan odur ki 21. yüzyılda da ABD sömürgeci tavrını büyük Asya kıt’asında acımasızca sürdürmeye devam edeceğe benzer.

Değerli okuyucular, delikteki yılanın, inindeki ayının kimseye zararı olmaz. Ayı ininden, yılan deliğinden çıkmıştır ve inine veya deliğine dönemeyecek kadar uzaklaşmıştır.

ABD’nin artık Amerika kıt’asında değil, Asya’da yenilgilerinin, olmazsa hasar görmesinin veya yaralanmasının zamanı gelmiştir. Tabiîdir ki Asya da bu işten zararlı çıkacaktır. Ama o üzerlerine toz kondurmadıkları, bilmem kaç çeşit hamburger ile besleyip büyüttükleri gencecik, tazecik Amerikan çocukları Asya’nın çöllerinde, nehirlerinde, bataklıklarında, o pek sevdikleri petrol kuyularında gömülü kalınca, ABD’de yaşayan halkın, anne ve babaların hâllerini düşünmek bile istemiyorum.

İşte bu, ABD’yi yenmenin başlangıcıdır.

İşte, siz ABD’li yönetici rambolar ve onların Türkiye’deki söz verip, sözünden kıvırtan yerli işbirlikçileri; gelin bu sevdadan vazgeçin, çocuk oyunu değil bu.

Tanrı Türk’ü Korusun.
 

Orkun'dan Seçmeler