Bütün dünya ile birlikte görüntülü medyadan takip ettik bizim Mısır Çarşısı önündeki patlamayı. Ne büyük görmüştük. Bunlar, bizim teröristlerden daha çok imkânlı, yetiştirilmiş ve yetenekli. Bizler bu acıları, yıllardır çektiğimiz için biliriz ve millet olarak Amerikan milletine gönülden GEÇMİŞ OLSUN deriz.
Amerika, ilk defa yaşadığı bu terörist olay ile yine dünyada birinciliği kimseye kaptırmadı ve yeni rekorlar kırdı. Gördük ki dünyada hiçbir ŞEY yeterince güvenli değilmiş. Binaların yerden yüksekliği 400 metreden fazla, 1970 rakamları ile 1,5 miyar dolara mâl olan ikiz kulede 26 ülkeden 430 işyeri ile yüzlerce Amerikan firması yerleşmiş. Beş bin işçinin çalıştığı inşaat, altı yılda tamamlanabilmiş BU GÖKDELENLER. AMERİKA’NIN LÜKSÜNÜ, REKABET HIRSINI VE PARA GÜCÜNÜ YANSITIYORdu. Birçok yerli yazar, başlarına gelenleri, “ETME-BULMA VE EKTİĞİNİ BİÇME” olarak değerlendirirken terörü üreten sorunları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri ortadan kaldırma çabasının daha önemli olduğunu ifade ediyorlar. Bugün 1,2 milyar insan günde bir doların altında geçiniyorsa, her dört çocuktan biri açlık sınırında ise, dünyada en zengin 225 kişinin yıllık geliri dünya nüfusunun % 47’sinin yani, 2,5 milyar insanın gelirine eşitse DÜNYA BU TARZ TERÖRLERE DAİMA MUHATAP OLABİLİR. Çünkü hiçbir suç cezasız kalmaz. Üstelik, insan hakları, insan hakları diye en çok bağırdığımız bu asırda.
Görüyoruz ki, terör ve terörist, temelde; ezilen ve dışlanan kültürler içinden ürüyor. Saldırının geldiği yer ise, çağdaş medeniyetin insan hakları, demokrasi ve refah unsurlarının koruması dışında kalan, çağdaş medeniyetin ürettiği curufların, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin tam ortasındaki bir alan.
Ben Amerika’yı, dünyadaki siyasî ve ekonomik hâdiseleri, hepimizden en az 25 yıl önce, neticesi ile birlikte bildiğine tecrübelerimle inanmış bir insanım. Komünizmin niçin muvaffak olamayacağını bizlere 1950’li yıllarda Münih’te Türkçe neşrettikleri DERGi “Sovyetleri Öğrenme Enst. Neşriyatı” ile anlatmışlardı. Daha sonra “1970-1980” bizlere, dünyanın ikinci süper gücü olarak Amerika tarafından tanıtılan Rusya’yı o kadar büyük ve kuvvetli gösterdiler ve gerektiğinde, yardım edip onları uzaya gönderdiler. Rusya’nın üretemeyecek duruma geldiğini, iflâs ettiğini, alkol ve rüşvet çukuruna düştüğünü biz ancak 1990’daki Türk dünyası gezilerinde fark edebildik.
Yine 1975’te Moskova’ya istanbul Beden Terbiyesi Bölge Müdürü olarak görevli gittiğimde, ziyaretime gelen Moskova spor müdürünün otel önünde park ettiği devlet arabasının sileceklerini çıkartıp cebine koyduğunu gördüğüm hâlde, Rusya’nın tükendiğini değerlendirememiş ve Amerikan propagandasından kendimi kurtaramamıştım. 1991 yılında kardeş Türk cumhuriyetlerinin azatlık sevincini onlarla paylaşmak için aynı ay içinde baş şehirlerine üç arkadaşla beraber koştuğumuz ve k ynaklarını iyi değerlendirmelerini, gerekirse Türklerin yegâne kardeş cumhuriyeti Türkiye Cumhuriyetimizden istifade etmelerini, teklif ettiğimizde aldığımız cevapla şaşırmıştık. Çünkü; Amerika onbeş yıl önce gelmiş, yerli iş birlikçileri ile ortak şirketleşmeleri tamamlamış, rüşvetlerini dağıtmış ve Türk dünyasının kaynaklarını çoktan ele geçirmiş bile. işte benim böyle bildiğim Amerika, bu sefer BU HÂLE NASIL GELDİ? Bu şaşkınlığa nasıl düştü ve hepiniz gibi ben de OLACAK İŞ DEĞİL diyorum.
21. asırda dünyanın tek süper gücü olan Amerika’nın ULUSAL GÜVENLİK Teşkilâtı bütçesi 10 milyar dolar, savunma bütçesi 16 milyar dolar iken BAŞKANI VE HÜKÛMETİ BÜYÜK DEĞER KAYBINA UĞARDI. Ve kaybettiği prestijine ulaşmak amacı ile bir hareket yapma durumunda olduğundan, acele olarak teşhir yolunu seçti. Tüm istihbarat birimlerini alarma geçirdi.
Dinleme istasyonları, uydu kameraları, dinleme uyduları, büyükelçilikler, casus uçakları ve denizaltılar seferber oldu, 35.000 yedek Amerikan askeri göreve çağrıldı.
Hulâsa, Amerika yönetimi zor durumda. Çünkü, hem yaralı halkının kırılan gururunu tatmin edecek hem de yeni kayıplara yol açmayacak bir çözüm bulacak ve ayrıca Taliban’ın suçluluğunu ispatlamak zorunda olacaktır.
Bugün muhatap olduğu terörü, pek çok kere el altından desteklemiş, yine bugün şikâyet ettiği Afganistan Türklerini katleden Taliban’ın 200 komutanını eğiterek yetiştirmiş, terörist başı ilân ettiği Usame Bin Ladin’i Amerika-Pakistan ve Suudî Arabistan ittifakı zamanında 70’li yıllarda CIA yoluyla Ruslara karşı hazırlamıştı. Bu gerçekleri bilenler Amerika yönetimine BEDEL ÖDÜYORSUNUZ diyebilirler ve teröre ev sahipliği yapanların sonunu merakla izlerler.
Bütün bunlardan sonra, şaşkınlık içerisindeki Amerika yönetimi, kamuoyunun baskısından dolayı yanlışlık yapmayıp, öfkesini kontrol etmelidir. Ve her şeyden önce Amerika’ya yakışan İNSANLARIN HAYAT HAKKINA SAYGILI OLMAKtır. Başkanın DİNLER SAVAŞI UYARISI (CRUSADE) bütün dünyaca yeni bir haçlı seferi habercisi olarak algılanmış ve EN BÜYÜK YANLIŞ yapılmıştır. Ayrıca, Usame Bin Ladin Amerika için acımasız bir terörist, ancak başka bir dünya için de kahraman olabilir. Ve biliyorum ki; ölümü göze almış insandan daha büyük de bir silâh yoktur.
Eylemciler zor eylemlerini beş yılda plânlamışlar, özellikle havayollarında çalışarak pilotluk eğitimi almışlar, hattâ Amerikan Hava Harp Okulu’nun seminerlerine bile katılmışlardır. Bir yolcu uçağını kaçırabilecek eğitime sahip, Suudî Arabistan pasaportlu oldukları için Amerika’ya giriş-çıkışları kolay olan teröristler, son güne kadar birkaç liderinin dışında, görevlerini dahi bilmiyorlardı. Yirmiye yakın terörist, meydanda buluştular ve uçakları ele geçirerek eylemlerini gerçekleştirdiler.
Bize göre Amerikan yönetimi bundan sonra sakin olmayı becerebilmeli, elindeki büyük güçle TERÖRÜ YOK ETME PAHASINA TERÖR YARATMAMALIdır.
Ayrıca Amerika’nın kapılarını dış dünyaya kapatması da her kesimi zarara sokacaktır. Çünkü, biliniyor ki bu hareket cehaleti, cehalet nefreti, nefret de şiddeti besler. Amerika’nın vuracağını ilân ettiği Afganistan, 15.000 askerini kaybeden Rus generalinin ifadesine göre, coğrafî yapısı dolayısıyla çok zor ve Afganistan’ın yanında “Vietnam bir piknik”tir. Yine Afganistan, Birleşmiş Milletler’in yoksulluk ve gelişmişlik sıralamasına dahil 173 ülke arasında 171. sırada bulunuyor, kişi başına düşen millî gelir yılda 230 dolar civarında, ortalama insan ömrü 45 yıl, nüfusun % 70’i okuma yazma bilmiyor.
Ülkenin toplam ithalâtı 1 milyon doların altında. Dünyanın en büyük afyon üreticisi. Rusların işgali ile çok zarar gördü, şimdi de Taliban’dan görüyor ve bünyesindeki 10 milyon mayınla yürünemeyecek bu cehennem diyarı, yakında Amerika’dan zarar görecek. Halka yazık değil mi? Bizce tahriklere uymadan AMERİKA YÖNETİMİ, AFGAN HALKINA ÇİÇEKLERLE BEZENMİŞ YİYECEK VE GİYECEK ATSIN.
Fakat ne acıdır ki, bizim bu iyi niyetli temennimiz belki de dergimizin basım ve dağıtımı esnasında, hayâl kırıklığına uğrayabilir. Nitekim israil Gizli Servisi MOSSAD için de fırsat doğdu, faaliyete geçti. intihar komandolarının Amerika’da eylem hazırlığında olduğu uyarısı yaptığı ve petrol rafinelerini, savaş ve uçak gemilerini hedefleyeceklerini, hattâ eğitimli olduklarından içme sularına zehir katarak binlerce Amerikalıyı öldüreceklerini belirterek Amerika yönetimini tahrik etti.
Türkiyemiz, 30 yıldır BÖLÜCÜSÜ, ERMENİSİ, MARKSİSTİ, ŞERİATÇISI ve DEVRİMCİSİ ile dört başlı terörün hayâsız saldırılarına hedef oldu. Binlerce insanın yokluğunu yenebilmek için kullanacağı servetini kaybetti. Kundaktaki bebekler dahil masum insanları öldüren katil sürülerine ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI, AYRILIKÇI KURTULUŞ ÖRGÜTÜ ve BİR ETNİK GRUBUN KURTULUŞ MÜCADELESİ rütbelerinin verildiğini gördü. Dost ve müttefik bildiği, adını söylemekten utandığımız devletlerin, teröristlere para, silâh, eleman sağladıklarına ve eli kanlı canilere ev sahipliği yaptıklarına şahit oldu.
En iyi dost bildikleri tarafından 1991 Körfez Savaşı’nda “EN KÂRLI TÜRKİYE ÇIKACAKTIR” vaadi ile kandırıldı. Dünyanın her köşesinde diplomatlarımızı öldüren katillerin göstermelik cezalarla salıverildiğine şahit olduk.
NATO’nun 5. maddesinin, terörizm için çalıştırılmasını istediğimiz zaman ilgilenmeyenlerin, şimdi aynı maddeye sarılmalarını görüyor ve tam bir çifte standart yaşıyoruz.
Şimdi, bütün bu olup bitenlerden sonra da hep bir ağızdan “BU DÖNEMDE TÜRKİYE’NİN VARLIĞI BÜYÜK BİR ŞANS, SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOST” “TÜRKİYE’NİN NATO İÇİNDE BULUNMASI BÜYÜK ŞANSTIR” “İYİ Kİ SİZ VARSINIZ” deyip TÜRK MİLLETİNE ÖZÜR BORCUNU ÖDÜYORLAR…
Şunu biliniz ki; Türk ordusu terörle mücadelede en tecrübeli ordudur. Onbinlerce kişilik terör örgütüyle savaştı, donanımlı gerilla savaşı ile neticeye ulaştı. Sizlerin, yalnızca tepeden bomba yağdırmakla olmayacağını bilip, Türk komutanlarından öğreneceğiniz çok şey var.
Dünyanın güçlü demokrasilerine terör açısından önce kendi evlerini temizlemek görevi düşüyor. Daha sonra da bütün dünya devletleri, öncelikle Arap ülkeleri bir araya gelip, terör örgütlerinden desteklerini çekmelidirler. Başka çare yoktur.
Yazım, artık uzadı, biraz da sizleri rahatlatmak arzusundayım. Amerikan başkanı, bizim Başbakan Ecevit’in “Amerika vuracaksa, bize danışsın” dediğini söylüyor. Sakın ha Bush, yanlışlık yapma. 25-30 yıl önce sağlıklı iken bile, bizi hep yanlış yollara sevk eden oydu. Türkiye’den soracağın varsa, genelkurmay başkanımızdan sor ve öğren. Bu hataya biz düştük, sen düşme.
Sonra dünya üzerinde terörü yok etmek istiyorsan AFGANİSTAN’DAN ÖNCE AVRUPA’YI VUR. Dünyanın beş kıt’asının teröristleri ve gerici örgütleri NATO üyesi Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteriyorlar. Bunların televizyonları, gazete ve dergileri oradan yayın yapıyorlar, PKK orada, Apo oradaydı. Yobaz CEMALETTİN KAPLAN, HUMEYNÎ ve tayfaları hep orada yetiştirildi. Bugün 58.800 kökten dincinin Almanya’da elini kolunu sallayarak gezdiğini bilmeyen mi var? Bunların 31.450’si Türk ve Dağ Türkü dediğimiz Kürt. Para toplayarak gün geçiriyorlar. Senin uçaklarını kaçıranlara eğitimi onlar verdi. Biz 12 Eylül öncesi, komünist Rusya’nın Akdeniz’e çıkma emelini önlemek ve memleketimizi peyk yapmamak için, onların içimizdeki uşakları ile çatıştık. Bazı aptallar, bunu, sağ-sol çatışması olarak gördü. O bitti, Ermeni terörü ASALA ile uğraştık. O bitti, PKK ve HİZBULLAH başladı. Bunları bizim başımıza NATO MÜTTEFİKLERİMİZ açtı. Avrupa bugün terör yuvasıdır.
Onlar bize, paramızla aldığımız silâhlarımızı ve tanklarımızı teröristlere karşı kullandırmak istemediler. Yunan generalleri PKK kamplarında terörist militanları eğitmek için koştular. Eski adı ile Dev-Sol’un, bugünkü adı ile DHKP-C’nin lideri Dursun Karataş, Fransa’da yakalandığı hâlde, serbest bırakıldı. Ekmeğini yediği patronu Sabancı’yı haince öldüren terörist kız, Belçika’da geziyor. işte bütün Avrupa yıllardan beri teröristlere kol-kanat gerdi. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetini güdenler, hattâ bu yılanı başkasını sokması için koynunda besleyenler onlardı. Esrar otu satarak geçinen, zavallı Afgan halkından ne istiyorsun? Senin aradığın Bin Ladin’in bile, bütün paraları Avrupa bankalarında ve isviçreli kardeşinin OFF-SHORE şirketi de Güney Kıbrıs’ta çalışıyor.
SEN VURACAKSAN AVRUPA’YI VUR.
Ben milletim için dua ederken “TANRI TÜRKÜ KORUSUN” derim. Sen de aynı duayı coğrafyan için “TANRI AMERİKA’YI KORUSUN” diyorsun. Yalnız, bil ki; ULU TANRI HERKESİN DUASINI KABUL ETMEZ.
TANRI TÜRKÜ KORUSUN…