Ana Sayfa 1998-2012 Tarihte Bu Ay :Dr. Rıza Nur Vefat Etti

Tarihte Bu Ay :Dr. Rıza Nur Vefat Etti

08 Eylül 1942: Türkçü yazar, siyâset ve devlet adamı Dr. Rıza Nur İstanbul’da öldü. Doğumu: Sinop, 1878.

Askerî Tıbbiye Mektebi’nde okurken, milliyetçilik ve Türkçülük faaliyetlerine önderlik etmekle dikkatleri üzerine çekti. Askerî Tıbbiye Mektebi’nin son sınıfında tez olarak hazırladığı fennî sünnet ile ilgili Fenn-i Hıtân adı eseri ile ilk ürününü verdi. Her ne kadar Doktor unvânı ile anılırsa da, akademik kariyer olarak profesörlüğe, askerî rütbe olarak binbaşılığa yükselmiştir. İttihat ve Terakki Partisi’nin yönetim kadrosu ile anlaşmazlığa düştüğü için kürsüsü iptal edildi. Rütbesi, o dönemde kolağası olarak anılan yüzbaşılığa indirildi. Bunun üzerine 1910 yılında askerlikten istifa etti. İttihatçılar kendisini yurt dışına sürdüler. Sekiz yıl müddetle; Fransa, İsviçre ve Mısır’da yaşadı. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütârekesi’nden sonra yurda dönebildi. Aynı yıl Sinop mebusu olarak Meclis-i Mebusan’a girdi. 71 adet kitap yazdı. Bunlardan 31 adedi basıldı. Türkçülüğü ve Türkoloji ilmine hizmetleri ile tanınır.

Mekteb-ı Tıbbiye-ı Şahâney’i, hekim yüzbaşı olarak bitirdi. İkinci Meşrutiyet’in ilânından sonra yapılan ilk seçimlerde, İttihat ve Terakki Partisi listesinden Sinop Milletvekili seçildi. Bir müddet sonra, İttihatçılara karşı başlatılan muhalefet hareketine katıldı ve Osmanlı Ahrar Fırkası’nı destekledi. 31 Mart 1909 olayından sonra birkaç defa tevkif edildi. 1922’de Hürriyet ve İtilâf Fırkası’nın kurucuları arasında yer aldı. İttihatçıların iktidara gelmesinden sonra, 1913 yılında yurt dışına sürüldü. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra, 30 Ekim 1918’de İstanbul’a dönebildi. Son Meclis-i Mebusan’da ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1920-1927 yılları arasında iki dönem Sinop Milletvekili olarak görev yaptı. Kurtuluş Savaşı döneminde bakanlık görevi verildi. Lozan Antlaşması’nın yapıldığı heyette görev almıştı. 1924’te Cumhuriyet yönetimi ile anlaşmazlığa düşerek Paris’e gitti. Atatürk’ün ölümünden sonra 1939’da Türkiye’ye döndü. Paris’te yazdığı ve ölümünden 25 yıl sonra yayınlanmak üzere Paris Millî Kütüphânesi’ne bıraktığı Hayat ve Hatırâtım isimli eseri, 1967-1968 yılları arasında 4 cilt olarak yayınladı. Diğer eserlerinden bazıları şunlardır: Meclis-i Mebusan’da Fırkalar Meselesi (1909), Türk Tarihi (1972-1977 yılları arasında, 12 Cilt) Hücumlara Cevaplar (1941). Rıza Nur, gençlik yıllarında İslâmiyet’e karşı çıkmış, Türkistan’da İslâmiyet’in yayılmasını, Arap emperyalizmi olarak değerlendirmişti. İslâmiyet karşısında cephe almak suretiyle batı ile aynı paralelde bulunuyor, eski Türk kültürünü temel olarak kullanmayı amaçlıyordu. Aynı Rıza Nur, ömrünün son yıllarında Türk milletinin İslâmiyeti temel olarak kabul etmesinin uygun olacağını kabul etmiştir.

Dr. Rıza Nur diyor ki:

Dünyada en büyük iftiharım, Türk yaratıldığımdır. Bu kadar tarih okudum; Türk kadar kahraman, mert, iyi yürekli, zeki ve akl-ı selim sâhibi insan, Türk kadar büyük ve yüksek bir tarihe mâlik bir millet görmedim. Bu kadar millet tanıdım, bugünkü medeniyet âleminde en yüksek mevkie çıkmak için lâzım olan kabiliyetleri kendisinde ve yurdunda bu kadar toplamış olanını görmedim.

Türklük bende sönmez, tükenmez bir aşktır. Her sevginin fevkinde bir sevgi hâlinde gönlümde, göğsümde yaşar. Bütün varlığımı kavrayan bu ilâhî ateşin beni yakması pek tatlıdır. Yaktıkçı bana zevk ve sevinç verir.

Türk yaratılışımın şükrünü ne türlü ve nasıl bir hizmetle edâ edeceğimi bilemiyorum.

 

Orkun'dan Seçmeler