KİTAPLAR

Sönmeyen Ateş Dinmeyen Hasret KERKÜK

Orkun’da yayınlanan yazılarında Kerkük sevgsi ve hasretini azimle dile getiren Nefi Demirci, aslen Kerküklüdür.

Yahya Kemâl’in, Süleymâniye Câmii’nde, ön safta oturan “nefer esvaplı biri”nin şahsında çizdiği târihi tabloyu, yâni, Türk vatanını anlatırken söylediği”

“Hem bu toprakta, bugün bizde kalan her yerde, Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde” mısraları, Kerkük için de geçerlidir. Yakın geçmişte ve bugün; Kerkük’ün yaşadığı, yaşamakta a olduğu acılar, sıkıntılar, hattâ ihânete varan hatâlar, onun Türk vatanının bir parçası olduğu gerçeğini asla değiştiremez.

Kerkük’ün çay mahallesinde dünyaya gelen Nefi Demirci, 1960’da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi ve Kerkük’e dönerek altı yıl baba ocağında hekimlik yaptı. 1967’de yeniden İstanbul’a, ihtisas eğitimini tamamlamaya geldi. Mütehassıs hekim olarak SSK İstanbul Okmeydanı Hastahanesi’nde 1996 yılına kadar çalıştı ve burada “eğitimci” sıfatıyla yüzlerce hekim yetiştirdi. 1996’da emekli oldu.

1968-1978 yılları arasında “Irak Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği”nin genel başkanlığını, on yıl aralıksız üstlendi. 1976’da ilk kitabı olan “Mum Kimi Yanan Kerkük”ü yayınladı. Bunu, 1990’daki “Kerkük’ün Siyasî Tarihi” ile 2005’deki “Ağababa-Hıdır Lütfü” kitapları takip etti.

1997’den itibaren iki yıl süreyle “Kerkük Dergisi”ni yayınlayan Nefi Demirci, Orkun’un da içinde bulunduğu pek çok gazete ve dergide “Kerkük” yazıları yazdı. Bu yazılardan seçilen hacimli bir demet, Nefi Demirci’nin son kitabını meydana getiriyor. Hayatı boyunca “Kerkük” sevdasını dile getiren Nefi Demirci, “Sönmeyen Ateş Dinmeyen Hasret: KERKÜK” adını verdiği bu eserini bütün Irak Türkmenlerine şöyle ithaf ediyor:

“Bedre, Mendeli, Bakuba, Kızılrıbat (Kızlarbat), Hanekin, Kifri, Tuzhurmatı, Tazehurmatı, Beşir, Yayçı, Tisin, Kerkük, Altun Köprü, Erbil, Talafer topraklarımızda yatan şehitlerimize ve bu uğurda çalışan bütün yiğit, fedakâr Türkmen kardeşlerime armağanımdır.”

 

Orkun'dan Seçmeler